dergi_ismi
stringlengths 4
111
| title
stringlengths 0
528
| url
stringlengths 4
80
| pdf_url
stringlengths 4
57
| text
stringlengths 1
42.6k
|
|---|---|---|---|---|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Örgütsel Güvenin, Örgütsel Bağlılık ve İşten Ayrılma Niyeti ile İlişkisinin Meta Analiz Yöntemiyle İncelenmesi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/82162/1351409
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3368634
|
Bu çalışmada, örgütsel güvenin, örgütsel bağlılık ve işten ayrılma niyeti ile yakın bir ilişkiye sahip olduğu varsayılarak, aralarındaki ilişkinin gücünün ve yönünün karşılaştırmalı olarak analiz edilerek sonuçların ortaya konulması amaçlanmıştır. Varsayımın test edilmesi amacıyla nicel bir yöntem olan meta analiz uygulanmış, etki büyüklüğü değeri elde edebilmek amacıyla, Pearson (r) ve örneklem (n) değerleri kullanılmıştır. Yapılan taramada 141 çalışmaya ulaşılmış, seçim kıstaslarına uygun olan 84 çalışma analize dahil edilmiştir. Örgütsel güven ile örgütsel bağlılık arasında ES=0.55 değerinde güçlü ve pozitif, örgütsel güven ile işten ayrılma niyeti arasında ES=-0.44 değerinde, orta ve negatif bir ilişki elde edilmiştir. Alt boyutlar açısından bakıldığında, örgüte ve yöneticiye duyulan güvenin, duygusal bağlılık ile pozitif yönde, işten ayrılma niyeti ile negatif yönde daha güçlü bir korelasyona sahip olduğu anlaşılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Sosyal Medyada Taraftar Grupları: Söylemler ve Temsiller
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/82162/1364495
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3425614
|
Kültür ve popüler kültür kavramlarının yakından ilişkili olduğu olgular arasında spor ve özellikle futbol yer almaktadır. Futbolun yaygınlığının oluşturduğu güç onu bir endüstriye dönüştürerek, izleyici, taraftar ve holigan gibi kavramlar da yaratmıştır. Taraftar kavramının ise bugün geldiği noktada sosyal medya ile ilişkisi dikkat çekmektedir. Sosyal medya günümüzde taraftarın buluştuğu en popüler sosyal ortam olma özelliğiyle taraftar kültürünü en iyi yansıtan yerlerden biri haline gelmiştir. Bu çalışma popüler kültür, futbol ve taraftar ile sosyal medya kavramlarının aralarındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda Türkiyenin en büyük 3 spor kulübünün Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaşın en yaygın ve etkili taraftar grupları; Genç Fenerbahçeliler, Ultraslan (Galatasaray) ve Çarşının (Beşiktaş) sosyal medya hesapları içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Analiz sonucunda taraftar sosyal medya araçlarında kendini daha güçlü bir biçimde ifade edebilme imkanı bulmaktadır. Lümpen taraftar algısı sosyal medyada örgütlenerek köy okulları için kütüphane çalışmaları yapan, kadına şiddete tavır alan, şiirler paylaşan profillere dönüşmüştür.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Kitap Okuma Dersi Alan Hemşirelik Öğrencilerinin Kitap Okuma Alışkanlığına Yönelik Tutumları
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/82162/1375310
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3471898
|
Araştırma kitap okuma dersi alan hemşirelik oğrencilerinin kitap okuma alışkanlığına yonelik tutumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın orneklemini, Orta Karadenizde yer alan bir fakültenin hemşirelik bolümünde, 2021-2022 eğitim oğretim yılı bahar doneminde seçmeli Kitap Okuma dersini seçen 40 üçüncü sınıf hemşirelik oğrencisi oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu ve Kitap Okuma Alışkanlığına Ilişkin Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, normal dağılım gostermeyen iki grup arası karşılaştırmalarında Mann-Whitney U, üç ve üzeri grup karşılaştırmalarında Kruskall Wallis testi kullanılmıştır. Ayrıca tanımlayıcı istatistiklerden (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma) yararlanılmış ve anlamlılık düzeyi olarak p<0.05 değeri kabul edilmiştir. Araştırma sonuçlarına gore; oğrencilerin yaş ortalaması 20.18 1.70 ve %70i kadındır. Kitap Okuma Alışkanlığına Ilişkin Tutum Ölçeği puan ortalaması eğitim oncesi 4.22 0.591 iken, eğitim sonrası 4.36 0.666dır. Ders oncesi kitap okuma alışkanlığı olduğunu belirten oğrencilerin oranı %50 iken ders sonrası bu oran %67.5 olmuş, günde 50- 100 sayfa kitap okuduğunu belirten oğrencilerin oranı ders oncesi %2.5 iken, ders sonrası %10a yükselmiştir. Kitap okuma alışkanlığının hemşirelik mesleğine katkı sağladığını düşünen oğrencilerin oranı ise ders oncesi %67.5 iken, ders sonrası %85 olmuştur. Araştırma sonuçlarına gore Kitap Okuma Dersinin, hemşirelik oğrencilerinin kitap okuma alışkanlığına yonelik tutumlarına olumlu etki yaptığı belirlenmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Türkiye'nin Politik Küreselleşmesinde Demir Çelik Sektörünün Rolü: Yapısal Kırılmalı Zaman Serisi Analizi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/82162/1383456
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3505838
|
Türkiyenin ithal ikameci sanayi politikalarından ihracata dayalı kalkınma politikalarına geçişi benimsediği 1980 yılı sonrasında, özellikle 1989 yılında çıkarılan 32 Sayılı Karar ile dış ticaret ödemeleri ve sermaye hareketleri için serbestleştirme yönünde önemli politik kararlar uygulamaya alınmıştır. Bu nedenle 1989 yılı Türkiyenin dış piyasayı ve pazarları daha yakından izlemeye başladığı dönemin başlangıcı olarak değerlendirilmektedir. Çalışma, 1989-2020 dönemi için Türkiye özelinde demir çelik sektörü dış ticaret rakamları ile KOF Politik Küreselleşme Endeksi değişkenlerini kullanarak, demir çelik sektörünün Türkiyenin politik küreselleşme sürecine etkisi var mıdır, sorusuna yanıt aramaktadır. Çalışmada yöntem olarak veri setine uygun biçimde LS 2003 iki yapısal kırılmalı birim kök testi, iki yapısal kırılmalı Hatemi-J eşbütünleşme testi ile Hacker ve Hatemi-J simetrik nedensellik testi tercih edilmiştir. Çalışmada Türkiyenin demir çelik sektörü üretim ve dış ticaret yapısına uygun olarak demir çelik ithalatından politik küreselleşmeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
YETİŞKİN BİREYLERİN YAS SÜREÇLERİ İLE MMPI-2 PROFİLLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/82162/1390165
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3534536
|
Bu çalışmanın amacı yetişkin bireylerin yas süreçleri ile kayıp yaşantısına ilişkin değişkenler ve kişilik özelliklerini ifade eden MMPI-2 profilleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bireylerin yas süreçlerinin şiddeti, kaybı travmatik algılama düzeyleri ve kayıp sonrası sosyal işlevsellik düzeyleri ile kayıp yaşantıları değişkenleri olan ölüm şekli, ölüm nedeni, ölümün ani/beklendik oluşu, ölen kişinin yaşı, vb. faktörler ve yas yaşayan kişinin kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmanın örneklemini İstanbul ilinde yaşamını sürdüren, 18 yaşın üzerinde olan ve verilerin toplandığı süreçte en az 6 ay en çok 2 yıllık süreç içerisinde birinci derece bir yakınını kaybetmiş olan 90 kadın ve 124 erkek olmak üzere toplam 214 yetişkin birey oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama araçları olarak Kişisel Bilgi Formu, Temel Yas Unsurları Envanteri, İki Boyutlu Yas Ölçeği ve Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri-2 kullanılmıştır. Veri analizine başlamadan önce, toplanan veriler bilgisayar ortamına gönderilmiş ve istatistiksel analizi SPPS 25 programıyla yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda MMPI-2 klinik ölçeklerinden depresyon, hipokondriyazis, hipomani, psikasteni ve sosyal içe dönüklük düzeylerinin yetişkin bireylerin yas süreçleri üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. MMPI-2 içerik ölçeklerinden anksiyete, korkular, sağlık ile ilgili endişeler, öfke, düşük kendilik değeri ve aile sorunları puanlarının yas sürecinin ne şekilde seyrettiği ile ilişkili olduğu ortaya konulmuştur. Sosyo-demografik özelliklerden cinsiyet ile kayıp yaşantısına ait değişkenler olan ölüm nedeni, ölümün beklendik olup olmaması ve kaybedilen kişinin yaşı ile yas süreçleri arasında anlamlı ilişkilerin olduğu sonuçları elde edilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Beliren Yetişkinlik Dönemindeki Bireylerin Algıladıkları Ebeveyn Kabul-Red Düzeyi ile Toplumsal Cinsiyet Algısı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/82162/1391840
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3541764
|
Bu çalışmada ebeveyn kabul-red algısının toplumsal cinsiyet algısını anlamlı olarak yordayıp yordamadığı araştırılmıştır. Araştırma nicel araştırma yöntemlerinden genel tarama modelindedir. Örneklemi 2021-2022 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini çalışmaya katılmada gönüllü olan 247 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada Kişisel Bilgi Formu, Yetişkin Ebeveyn Kabul Red Ölçeği-Kısa Form ve Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Pearson Korelasyon Analizi, hem anne hem baba ölçeklerinin alt boyutları ve toplumsal cinsiyet algısı arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Regresyon analizine göre sıcaklık/şefkat, düşmanlık/saldırganlık ve ayrışmamış red alt ölçeklerinin toplumsal cinsiyet algısını anlamlı bir şekilde yordadığı; kayıtsızlık/ihmal alt boyutunun ise toplumsal cinsiyet algısını anlamlı olarak yordamadığı görülmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Sağlık Turizmi Kapsamında Turgut Özal Tıp Merkezinin Değerlendirilmesi (Malatya)
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/82162/1396916
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3563602
|
Hasta bireylerin kaybettikleri sağlığı yeniden kazanmak, tedavisini gerçekleştirmek için sürekli olarak ikamet ettikleri yerden bir süreliğine ayrılarak başka bir ülkeye gitmesi olarak nitelendirilen sağlık turizmi faaliyetleri her geçen gün artarak birçok ülkeyi ve hasta bireyi yakından ilgilendirmektedir. Özellikle ülkelerin ekonomileri açısından da stratejik bir değere sahip olan sağlık turizmi faaliyetlerinin önemi her geçen gün artmakta, etki alanı genişlemektedir. Bu bağlamda Türkiyede de sağlık turizmi kapsamında birçok kuruluş tarafından yetki belgesi alınmakta, uluslararası ölçüde hastalara hizmet verilmektedir. Bu hastanelerden biri olan Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM), 1996 yılından itibaren Malatya ve çevresindeki illere sağlık hizmeti sunarken, 2018 yılı itibariyle sağlık turizmi kapsamında yurtdışından gelen uluslararası ziyaretçileri de kabul etmektedir. Sağlık turizmi kapsamında Malatyaya gelen hastaların hangi ülkelerden geldiğine bakıldığında ise en fazla hastanın Azerbaycandan (350) geldiği anlaşılmaktadır. Bunu 129 sağlık turisti ile Irak, 74 ile Ürdün takip etmektedir. Avrupa kıtasından İngiltere (44), Almanya (18), Fransa (11) gibi ülkeler ön plana çıkarken; Afrika kıtasından Cezayir (37), Fas (34), Somali (11) en fazla sağlık turistinin geldiği ülke olmuştur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Örgütsel Değişimin Gerçekleştirilmesinde Örgütsel İletişimin Rolü
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/80189/1332393
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3285476
|
Bu araştırma ile örgütsel değişimin gerçekleştirilmesinde örgütsel iletişimin rolünün belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma kantitatif verilere dayalı betimsel tarama modelinde bir çalışmadır. Araştırma çalışma evrenini Konya ilinde yer alan organize sanayi bölgesinde yer alan elliye yakın imalat ve hizmet sektör çalışanları oluşturmaktadır. Araştırma yapılan imalat ve hizmet sektörlerinde işgören sayısı =574 olarak tespit edilmiştir. Araştırmada Konya ilinde özel sektör çalışanları 0,95 güven düzeyi 0,05 anlamlı düzeyi örneklem hacmi belirleme tablosunda hesaplanarak (n=230+) kişiye ulaşılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışanlara evrenden basit tesadüfi örnekleme alma yöntemiyle ulaşılmaya çalışılmıştır. Ancak araştırmada n=206 kişiden anket dönüşü olmuştur. Araştırmada Örgütsel Değişim ve Örgütsel İletişim Ölçeği olmak üzere iki adet ölçek kullanılmıştır. Araştırma genelinde özel sektör çalışanlarının örgütsel değişim algıları ile örgütsel iletişim algıları arasında anlamlı ve yüksek düzeyde bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Alternatif Finansman Aracı Olarak Türkiye'de Kitlesel Fonlama ve Ekonomik Büyüme: Başarı Kriterleri ve Öneriler
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/80189/1337357
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3306745
|
Kitle fonlamanın artan piyasa hacmi bu alanda yeni bilimsel çalışmaların gerekliliğini gözler önüne sermektedir. Literatürde yer alan mevcut çalışmalar incelendiğinde; Türkiyenin kitle fonlamada geçmiş ve günümüzdeki durumunu ortaya koyularak mevcut durumun iyileştirilmesi için alınabilecek önlemler hakkında politika önerilerinin ağırlıklı olarak yer aldığı görülmektedir. Kitle fonlama ile desteklenen proje ve ürün kampanyaları başta istihdam üzerinde yaratacağı olumlu etki ile birlikte sermaye ve yeni yatırımların ülkeye gelmesi gibi yaratacağı pozitif etkiler ile ekonomik büyümeyi de destekleyeceği düşünülmektedir. Yapılan bu çalışmada Türkiye açısından kitle fonlama platformları için düzenlemelerin çok yeni olması ve aktif olarak faaliyette bulunan platformlarda kampanya sahibi ve kampanyayı finanse edecek yatırımcıların bilgi eksikliği ile kitle fonlama sürecinde belirsizlik altında oldukları tespit edilmiştir. Sonuç olarak başarı oranlarının artırılabilmesi açısından gerekli hukuki ve teknolojik altyapının geliştirilmesi, kampanyalar hakkında fon sağlayanların eksiksiz bilgilendirilmesi ve girişimcilerin gerekli eğitimleri almasının gerekliliği gibi bazı önerilerde bulunulmuştur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Yavaş Turizm ve Yavaş Şehirlerin Türkiye’de Sürdürülebilir Turizm Coğrafyasına Katkısı
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/80189/1338975
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3313502
|
Turizm etkinlikleri ile insanlar farklı kültürleri tanıyabilmektedir. Turistler gittikleri yerlerden etkilenmekte ve gittikleri yerleri etkilemektedir. Bu durum farklı toplumlar arasındaki kültür bağlarını güçlendirmektedir. Yavaş turizm hareketi literatüre son zamanlarda giren ve önem kazanan bir kavramdır. Küreselleşme etkilerinin her alanda yaşandığı günümüzde turizm hareketlerinde yerel miras önemli hale gelmeye başlamıştır. Turizmde yenilikçi bir akım olarak ortaya çıkan yavaş turizm hareketinde turistler, yerel halkla ilişkiler kurmakta, yöreye ait sosyal etkinlikleri ve yerel kültürleri tanımaktadır. Turizm şekillerinin oluşumunda beşeri ve fiziki coğrafi faktörlerin etkileşimleri etkili olmuştur. Turizmin temelinde turisti çekebilecek coğrafi özellikler yer almaktadır. Deniz, doğal yaşam, tarihsel ve kültürel alanlar, kıyı farklılıkları gibi etkenler turizm faaliyetlerinde farklılık meydana getirmektedir. Türkiyenin yer aldığı coğrafi konumda üç farklı iklim olması, farklı kültürel mirasların ve beşeri faaliyetlerin çeşitli olması bu değerlerin korunması zorunlu hale getirmiştir. Son yıllarda insanların hızlı yaşamdan sıkılmaları, hayatlarındaki değişlikler ve farklı talepler doğrultusunda yavaş turizm hareketi önem kazanmıştır. Bu araştırmada, yavaş turizm kavramının gelişimi, sürdürülebilirliği ve turizm coğrafyasındaki yeri açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmada literatür taraması yapılmış olup, genel bir değerlendirmeye çalışması ortaya çıkarılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Medyanın Ekonomi Politiği Bağlamında Televizyonun Cezbedici Reklamları: Reklamda Dil ve Tüketim Söylemi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/80189/1343263
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3332769
|
Bu çalışmada Türkiyede özel televizyon kanallarında yayınlanan reklamların medyanın ekonomi politiği bağlamında ne tür anlamlar taşıdığı belirlenmeye çalışılmıştır. Reklamlarda tüketim söyleminin nasıl bir dil aracılığıyla yeniden üretildiğini belirlemek için söylem analizi yönteminden yararlanılmıştır. Çalışma örneklemini oluşturan Atv, Kanal D, Show Tv ve Star Tv kanallarında amaçlı örneklem tekniği ile 2022-2023 yayın sezonunda yayınlanmakta olan reklamlar arasından, dilin yoğun olarak kullanıldığı reklamlar seçilmiş ve her kanal için beş reklam olmak üzere toplam yirmi reklam analiz edilmiştir. Bu analiz medyanın ekonomi politiği bağlamında, kapitalist tüketim ideolojisinin nasıl bir söylem aracılığıyla yeniden üretildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Elde edilen bulgulara göre, özel televizyon kuruluşları dikkat çekici ve tüketicide arzu uyandırıcı sözcük ve sözcük grupları kullanmakta; mutluluk, sağlık, lüks tüketim, ayrıcalık, güvenilirlik, hızlılık, emek, milli değerlere bağlılık, duygusal bağ, farklılık, güzellik, değişim, yenilenme, enerji, haz, tutku, tarz, çekicilik, gösteriş, özel olma, değerlilik, konfor, trend gibi kavramlarla tüketim ideolojisini yeniden üretmektedir. Bu kavramlar etrafında kurulan tüketim söylemi ile reklamı yapılan ürün ve hizmetler cezbedici kılınmakta ve izleyici tüketimci hazza yönlendirilmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
“Zulmetten Nûra” Adlı Eseri Özelinde Mehmed Şemseddin (Günaltay) Bey’in Osmanlı Mekteplerine Dair Düşünceleri
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/80189/1349349
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3359841
|
Bu çalışma, M. Şemseddin (Günaltay) Beyin Zulmetten Nura adlı eserinden hareketle Osmanlı mekteplerine ilişkin düşüncelerini ele almayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda söz konusu eserin 1331 (1915) tarihli 2. baskısı kullanılmıştır. Çalışmada, ayrıca ilgili zaman diliminde yayımlanmış olan eğitime dair diğer kaynaklara da başvurulmuştur. Veriler, doküman analizi yöntemiyle toplanmış ve içerik analizi tekniğiyle çözümlenmiştir. Bu çerçevede, M. Şemseddin Beyin Osmanlı mektepleriyle ilgili düşünceleri belirli kategoriler altında toplanarak tartışılmıştır. Bir makalenin sınırları dikkate alınarak, söz konusu düşüncelerden ancak bir bölümü ele alınmıştır. Bu bölümden anlaşıldığı üzere, M. Şemseddin Bey eğitim ve öğretimin esaslarından öğretim kadrosuna, programlar ve ders kitaplarından fiziki duruma kadar çeşitli açılardan Osmanlı mektepleri üzerinde durmuştur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Aile İşletmelerinin Profesyonelleşme Düzeylerine Yönelik Bir Araştırma: Kütahya Örneği
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/80189/1356158
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3389626
|
Araştırmanın amacı aile işletmelerin profesyonelleşme (finans, kurumsallaşma, insan kaynakları kontrol sistemi, yetki devri ve genel) düzeylerine göre kümelere ayrılarak bu kümelerin oluşmasına etki eden faktörlerin belirlenmesidir. Araştırma örneklemi olarak Kütahya Ticaret Odasına üye aile işletmeleri belirlenmiştir. Araştırmaya 1056 aile işletmesi dahil edilmiştir. Aile işletmelerinin profesyonelleşme düzeyleri kümeleme analizi ve çoklu doğrusal regresyon analizi ile incelenmiştir. Aile işletmelerinin profesyonelleşme düzeyleri açısından kümeleme analizi ile iki kümeye ayrıldığı, profesyonelleşme (finans, kurumsallaşma, insan kaynakları kontrol sistemi, yetki devri ve genel) üzerinde aile işletmesinin yaşının, faaliyette bulunduğu sektörün, yönetiminin kuşağı, aile üyesi olmayan yönetici sayısının, personel sayısının ve hukuki durumunun farklı düzeylerde etkisi olduğu bulgulanmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Unutulmaya Yüz Tutmuş Yöresel Amasya Yemeklerinin Duyusal Analizle Değerlendirilmesi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/80189/1356839
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3392537
|
Amasya yöresine özgü unutulmaya yüz tutmuş yemeklerin duyusal analizini yaparak, bu yöresel lezzetlerin karakteristik özelliklerini değerlendirmek ve gelecekte koruma çabalarına katkı sağlamak bu çalışmanın temel amacıdır. Bu amaç doğrultusunda, Amasya'nın unutulmaya yüz tutmuş yemeklerinden pastırmalı kuşekmeği, kabak kabuğu kavurması, soğan mıhlaması, mayasız ve hamursuz yemeklerinin duyusal analizleri yapılmıştır. Lezzet, doku, koku ve görünüş gibi duyusal özellikler bu analizin odak noktasını teşkil etmektedir. Araştırma deneysel tasarıma sahip olup veriler duyusal analiz tekniği kullanılarak toplanmıştır. Yemeklerin duyusal analizleri puanlama testi kullanılarak yapılmıştır. Duyusal analiz ölçeğinde panelistlerin belirtmiş olduğu puanların aritmetik ortalamaları alınarak unutulmaya yüz tutmuş yöresel Amasya yemeklerinin sonuçları değerlendirilmiştir. Duyusal analiz sonuçlarına dayalı olarak, mayasız yemeğinin unutulmaya yüz tutmuş Amasya yöresel yemekleri içerisinde görünüş, lezzet ve genel beğeni açısından ön plana çıktığı görülmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
7-9 Yaş Aralığındaki Çocukların Covid-19 Pandemi Döneminde İyi-Kötü Kavramlarına İlişkin Çizimlerinin Sosyal Hizmet Kapsamında Betimsel Analizi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/78827/1271377
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3036963
|
Çocuğun zihnindeki iyi ve kötü kavramları ve bunu dışa vurumu; çocukların iyi ve kötü ayrımının anlayışı ve bu anlayışın çocukların yaptıkları çizimlere yansıması gelişimsel ve sanatsal çalışmalarda araştırma konusu oluşturmuştur. Bu araştırma ile şematik dönemdeki çocukların gelişimi ve öğrenme deneyimleriyle ilgili önemli belirtilen veren çizimlerinin incelenmesiyle, resimlerindeki iyi ve kötü kavramlarına ilişkin düşüncelerinin ve iç dünyalarının kullandıkları çizim, figür ve renk kapsamında değerlendirilmesini amaçlayan nitel bir çalışmadır. Veriler 2021 yılının Mayıs ayında Ankarada bulunan şematik dönemdeki (7-9 yaş) 8 çocuk ile görüşme sağlanarak elde edilmiştir. Araştırmada kolay ulaşılabilir durum örneklem yöntemi kullanılmıştır. Çocukların özellikle kötü kavramını içeren çizimlerinde daha fazla duyguya yer verdikleri; iyi ile ilgili resimlerde ise daha fazla detay kullandıkları ve daha özenerek çizdikleri; kötü kavramını korku, üzüntü, hastalık, doğaya zarar verme kavramlarıyla ilişkilendirdikleri saptanırken; iyi kavramını aile ile vakit geçirmek, doğa sevgisi ile ilişkilendirdikleri saptanmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
EWOMM (Elektronik Ağızdan Ağıza Pazarlama) İle Çevrimiçi Satın Alma Niyeti İlişkisinde Phubbing’ in Aracılık Rolü: Sosyal Medya Kullanıcıları Üzerine Bir Araştırma
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/78827/1319917
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3232652
|
EWOMM ile çevrimiçi satın alma niyeti ilişkisinde Phubbing'in aracılık rolünün incelendiği bu araştırmada, üç önemli kavram üzerinde durulmaktadır. EWOMM, bir tüketicinin ürünler, hizmetler ya da işletmeler hakkında, bir ya da bir grup tüketiciye, olumlu ya da olumsuz deneyimlerini, düşüncelerini, fikirlerini elektronik ortamlarda paylaşmasıdır. Çevrimiçi satın alma niyeti, bir ürünü çevrimiçi satın almayı ve tüketmeyi düşünmek ve zihinde bunu tasarlamak, planlamaktır. Phubbing ise, bireyin bir ortamda yalnızca akıllı telefonuyla ilgilenmesi ve çevresini önemsememesi durumudur. Araştırmada çevrimiçi satın alma niyeti ile EWOMM, EWOMM ile Phubbing ve çevrimiçi satın alma niyeti ile Phubbing arasındaki ilişki analiz edilmiş ve Phubbing'in aracılık rolü incelenmiştir. Araştırma sosyal medya kullanıcıları üzerine yapılmıştır. Araştırmada 402 geçerli anket elde edilmiş, veriler Excel, IBM SPSS ve Stata programları ile analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucuna göre, EWOMM, çevrimiçi satın alma niyeti ve Phubbing arasında pozitif yönde, orta ve zayıf düzeyde ilişkiler olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca EWOMM'un çevrimiçi satın alma niyeti ve Phubbing üzerinde, Phubbing'in çevrimiçi satın alma niyeti üzerinde etkisi olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Son alarak Phubbing'in EWOMM ile çevrimiçi satın alma niyeti ilişkisinde aracılık rolü incelenmiş ve Phubbing'in bu ilişkide bir aracı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Mevsimlik Tarım İşçiliği Üzerine Bir Araştırma: Çarşamba (Samsun) İlçesi Örneği
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/78827/1320646
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3235643
|
Türkiye, orta kuşakta bulunmasının avantajıyla 4 mevsimin yaşandığı bir ülkedir. Dolayısıyla iklim özellikleri sayesinde yılın her mevsimi farklı tarım ürünleri yetişme imkanı bulmaktadır. Bu ürün çeşitliliği, ülke içerisinde mevsimlik tarım işçiliği olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Mevsimlik tarım işçileri, yoksul ve işsiz kesimlerin ekmek parası kazanmak için yılın her bahar döneminden güz döneminin başlangıcına kadar ülkede sürekli farklı tarım ürünlerinin hasadını gerçekleştirmek için şehir şehir gezen, emekleri sömürülüp hor görülen bir işçi sınıfıdır. Türkiyede sayıları 1 milyonla 2 milyon arasında değişen ve hafife alınmayacak kadar büyük bir emekçi sınıfını oluşturmaktadır. Aldıkları insani hayat şartların altındaki ücretler, derme çatma çadırlardaki zor yaşam mücadeleleri, kendilerini ilgilendiren ve sosyal hayatlarını güvence altına alacak kanunların var olmayışı, büyük bir sosyal dışlanmanın vücut bulmuş halidir. Hem kendi içlerindeki aracılar tarafından sömürülen hem de işverenleri tarafından sömürülen, çaresizlikleri kadere dönüşmüş ve unutulmuş bir sosyal sınıf halini almışlardır. Bu çalışmada, hem mevsimlik tarım işçilerinin hasat dönemlerindeki sosyal yaşamları, çalışma şartları hem de yaşadıkları sorunlar incelenmiştir. Sosyal dışlanmanın sorununun kökeni araştırılmaya çalışılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Belleklerden Silinmeden Tokat
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/78827/1321250
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3237868
|
Kent belleği kentin geçmişten günümüze olan tarihinin yeniden anımsanması ve hatırlanması ile ilgili bir süreçtir. Son yıllarda küreselleşmenin etkisi ile kentlerin hızlı büyümesi ve dönüşmesi, kentlerde yaşayan yaşlı bireyler için karmaşık kentsel mekanların oluşmasına yol açmaktadır. Bu araştırma mekan ve bellek arasındaki ilişkinin varlığı üzerinde şekillenmiş ve geliştirilmiştir. Bu araştırmanın amacı Tokat ilinde yaşayan yaşlı bireylerin mekan belleğinin oluşumu incelenmiş, mekanın bellekle olan ilişkisi değerlendirilmiş ve bellekte kalan mekan öğeleri bulunup çıkarılmıştır Bu amaç doğrultusunda Tokat ilindeki eski ve yeni mekanlar arasındaki farklılıkları ortaya çıkararak Tokat kent belleği ile ilgili bir farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır. Araştırmada nitel yöntemlerden olan görüşme tekniğinden biri olan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Bu araştırmanın örneklem grubunu Tokat ili örneğinde yola çıkıldığı için Tokatta yaşamış ve büyümüş 65 yaş ve üzeri yaşlı bireyler oluşturmaktadır. Görüşme sonucunda elde edilen bulgular ile Tema ve Kodlar oluşturulmuştur. Oluşturulan Tema ve Kodlar betimsel analiz yöntemi ile işlenerek araştırmanın sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular doğrultusunda Tokat kent merkezinde, değişim hızı yavaşta olsa, bazı geçmiş bellek ögelerinin silindiği, bazılarının işlev değişikliği ile devam ettiği, bazılarının ise gelecekte tamamen ortadan kaybolarak kent belleğinden silineceği endişesi, literatürdeki benzer çalışmaların sonuçlarını destekleyecek şekilde dile getirilmiştir
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Müzik Eğitiminde Yaratıcı Uygulamalar: Soundpainting
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/76536/1268450
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3024729
|
Bu araştırmada, Türkiyede soundpainting ile birlikte yaratıcılık ve doğaçlamayı temel alan müzik öğretim yöntemleri ile ilgili yapılan lisansüstü çalışmaların çeşitli özellikler açısından incelenerek betimlenmesi amaçlanıştır. Araştırma verileri Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı Ulusal Tez Merkezinden elde edilmiştir. Ayrıca çalışmada, Soundpainting uygulamasının, amacı, önemi, müzik eğitimindeki kullanım alanları ve etkilerinden söz edilmiştir. Tarama modelindeki bu çalışmada veriler doküman incelemesi yapılarak irdelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda; konuyla ilgili 143 çalışma tespit edilmiş, bu çalışmalar içerisinde %1,8 oranıyla en az soundpanting konusunun temel alındığı, ilk çalışmanın 1990 yılında yapıldığı, %75,2 oranıyla daha çok yüksek lisans tez çalışmasının yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca tezlerin yıl bazında dağılımı incelendiğinde bazı yıllarda hiç çalışma yapılmadığı görülürken, yıllar geçtikçe çalışmaların belirli oranlarda artış gösterdiği görülmüştür. Ayrıca ilgili literatür incelendiğinde; Soundpaintingin tüm öğretim kademelerine uygun olduğu; çocukların yaratıcı zeka ve kulak gelişimlerine katkıda bulunduğu ve icralarını özgüvenli ve rahat bir şekilde sergileyerek performans kaygıları ile başa çıkabildikleri, gibi sonuçlara ulaşılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
“Anaokulu Öğretmeni” Filmi Çerçevesinde Okul Öncesi Dönemde Üstün Yetenekli Çocuklar
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/76536/1273704
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3046412
|
Özel gereksinimli çocukların erken tanılanması ve erken dönemde özel eğitime başlanması büyük önem taşımaktadır. Üstün yetenekli çocuklar, akranlarından önemli ölçüde hızlı gelişim özellikleri göstermelerinin yanı sıra yaratıcılık potansiyeline sahiptir. Bu bağlamda, özel eğitim gereksinimi olan üstün yetenekli çocukların da yeteneklerinin erken çocukluk döneminde belirlenmesi ve yetenekleri doğrultusunda gelişimlerinin desteklenmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, 2018 yılı Amerika Birleşik Devletleri yapımı olan Anaokulu Öğretmeni adlı film çerçevesinde okul öncesi dönemde üstün yetenekli çocukların özelliklerini ve özel eğitim gereksinimlerini incelemektir. Film, bir anaokulu öğretmeninin sınıfında şiir yazma konusunda üstün yetenekli olan bir çocuğu keşfetme sürecini ve öğretmen-aile işbirliğinin kurulamayışını konu edinmiştir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Okul öncesi eğitim, üstün yeteneklilik ve üstün yetenekli çocukların eğitimi olmak üzere üç tema belirlenmiştir. Bu üç tema altında yer alan içeriklere uygun olarak alt temalar belirlenerek film analiz edilmiştir. Elde edilen verilere dayanarak, üstün yetenekli okul öncesi dönem çocuklarının tanılanması ve eğitimi konusunda hem okul öncesi öğretmenlerinin hem de ailelerin bilgi sahibi olmaları ve işbirliği yapmaları gerektiği söylenebilir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Okul Müdürlerinin Sosyal Adalet Liderliği ile Örgütsel Sinizm Arasındaki İlişkiye Yönelik Öğretmen Algılarının İncelenmesi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/76536/1268021
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3022871
|
İlişkisel tarama modeline uygun olarak planlanan bu çalışmanın amacı okul müdürlerinin sosyal adalet liderliği ile örgütsel sinizm arasındaki ilişkiye yönelik öğretmen algılarını incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu İstanbul Kadıköy ilçesinde yer alan özel ilkokul ve ortaokuldan basit tesadüfi örneklem yoluyla seçilen 163 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın sonucuna göre öğretmenlerin sosyal adalet liderliği algı düzeyleri, medeni durumu, öğrenim durumu, branş, okul kademesi ve mesleki kıdeme göre anlamlı farklılık gösterirken; cinsiyet ve yaşa göre ise farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Öğretmenlerin örgütsel sinizm düzeyleri ise cinsiyet, yaş ve mesleki kıdem durumu değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterirken; medeni durum, öğrenim durumu ve branşa göre farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Katılımcıların sosyal adalet liderliği algı düzeyleri ile örgütsel sinizm düzeyleri arasında negatif yönde, güçlü ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Çevrimiçi Eğitimde Görsel İletişim: Sanal Sınıf Deneyiminde Kamera Kullanımının Toplumsal Analizi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/74789/1013179
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2040246
|
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yükselişe geçmesi ile yaygınlaşan çevrimiçi uzaktan eğitim, pandemiyle birlikte bir zorunluluğa dönüştü. Bu süreçte öğrencilerin çevrimiçi eğitimden azami yararlanması ve gerçek sınıf deneyimine yakın bir kamusal alan oluşturulması için bu eğitim modelinin görsellikle desteklenmesi ve kamera ile görüntülü derse katılım önem arz etmiştir. Ancak öğrencilerin pek çoğu bu uygulamaya sıcak bakmamıştır. Çevrimiçi derslerde kamera kullanımına dair tutum ve davranışları inceleyen bu çalışma 325 üniversite öğrencisi ile yapılan çevrimiçi bir ankete dayanmaktadır. Katılımcılar kişisel rahatlık olgusu ve kamera açma davranışını bir karşıtlık içinde tanımlamaktadır. Araştırmanın bulgularına göre öğrenciler derse kendi katkılarını azımsamakta ve derse ilginin kamera açma davranışı ile ölçülemeyeceğini savunmaktadır. Ayrıca toplumsal cinsiyete dair kalıp yargılar görsel iletişimi etkilemekte olup kadın katılımcıların derse görüntülü katılım öncesi kendi görünüşlerini ve çevrelerini değiştirmek için erkek katılımcılara kıyasla daha fazla zaman ayırdıkları saptanmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
19. Yüzyılda Yaşanan Endüstri Devrimi’nin İnşaat Malzemeleri Üzerine Etkisi; İstanbul'da Tuğla Üretimi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/74789/1144712
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2541826
|
Bu çalışmada Dünya üzerinde yaşanan endüstri devriminin Osmanlı başkenti İstanbulda yapı inşaat malzemeleri üzerinde oluşturduğu etkilerin neler olduğu hususu sebep sonuç dairesinde incelenmiştir. Çalışmada üzerinde durulan tuğla üretiminin İstanbulun muhtelif yerlerinde üretimin nasıl gerçekleştiği ve ithal tuğla ile rekabetin ne derece sağlandığı hususuna dikkat çekilmiştir. Bu çalışmanın amacı sanayileşme hamlesinin dünya üzerinde başladığı XVIII. ve XIX. yüzyıllarda Osmanlı Devletinde yapı inşaat malzemelerindeki tezahürü ele alınmıştır. Tanzimat Fermanının ilan edilmesi ve akabinde yaşanan Islahat Fermanı ile modernleşme süreci pekiştirilmiştir. Bu süreç içinde toplumsal değişimlerde yaşanmaya başlamıştır. Yaşanan değişim mekana sirayet etmiş ve böylelikle vilayette kentsel anlamda dönüşüm başlamıştır. Yapı üretiminin ülkenin içinde bulunduğu iktisadi ve içtimai durumdan bağımsız olarak değerlendirmek hatalı olacaktır. Bu sebep ile tarih boyunca yapı inşaat sektörünün gelişmesi ülkenin içinde bulunduğu iktisadi durum ile ilintilidir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Türkiye’nin Ekonomik Güven Endeksi Tahmin Modellemesi ve ARIMA Yöntemiyle İleri Tahmini
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/74789/1165844
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2611481
|
Ekonomik güven endeksine ait verilerin doğru tahmin edilmesi önemli katkılar sunmaktadır. Birincisi, firmaların veya işletmelerin gelecekteki üretim süreçlerini etkileme olasılığı içermesidir. Bir diğeri ise, yurtiçi veya dış alemden gelecek olan yatırımların gerçek ya da tüzel kişilerce karar mekanizması faktörü olarak kullanılmasıdır. Üçüncüsü, gelecekteki ekonomik güven endeksi öngörüsündeki değerlere bakılarak, tüketicilerin bu doğrultuda pozisyon almasını sağlamaktadır. Sonunucusu, geleceğe dair beklentilerin mevcut hükümetin yapacağı politikaları başkalaştırma potansiyeli barındırmasıdır. Bu kapsamda açıklanan katkılarla birlikte, Ocak 2007-Haziran 2022 zaman aralığında ekonomik güven endeksinin, zaman serileri analizi kullanılarak bu analizler için geliştirilen Bütünleşik Otoregresif Hareketli Ortalama (ARIMA) yöntemiyle Türkiyenin bu zaman aralığındaki model tahminin ardından Temmuz 2022-Haziran 2027 dönemini kapsayan ekonomik güven endeksi öngörüsü yapılmıştır. Çalışma sonucunda, ekonomik güven endeksinde sınırlı bir artış yaşanacağı öngörüsü yapılmıştır. Ayrıca bu çalışma 2008 küresel kriziyle, 2019 yılında ortaya çıkan Covid-19 salgının yarattığı ekonomik resesyon sürecinin ekonomik güven endeks değerlerinin ileri tahmin verisiyle birlikte karşılaştırmalı analiz imkanı sunmaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Sağlık Çalışanlarının Finansal İyi Hal Durumlarının İş Performansına Etkisinin İncelenmesi; Kayseri İli Örneği
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/74789/1203597
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2768557
|
Bu araştırmada, sağlık çalışanlarının finansal iyi hal düzeylerinin cinsiyet, yaş, kıdem, kurum türü ve eğitim durumu açısından iş performansına etkisini belirlemesi amaçlanmaktadır. Araştırma evrenini, Kayseri İlinde sağlık hizmeti veren kurumlarda çalışan sağlık çalışanları oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemini Kayseri İlinde bulunan Erciyes Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUAM) sağlık çalışanları oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak, İş Performansı Ölçeği (İPÖ) ve Finansal İyilik Hali Ölçeği (FİHÖ) kullanılmıştır. Ölçeklerin uygulanmasından elde edilen veriler, SPSS 24 istatistiksel analiz programı ile analiz edilmiştir. Veri analizleri için aritmetik ortalama, standart sapma, t-testi, ANOVA (Tek Yönlü Varyans Analizi), regresyon ve çoklu karşılaştırma testlerinden Tamhane test teknikleri kullanılmıştır. Yapılan analizler neticesinde katılımcıların finansal iyi olma hali ve iş performansı değişkenlerinin ortalamalarının genel olarak demografik değişkenlere göre farklılaşmadığı görülmüştür. Bu araştırmada bazı kısıtlılıklar bulunmakla birlikte geleceğe yönelik bir takım öneriler de bulunulmuştur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Afet Farkındalık Düzeylerinin İncelenmesi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/74789/1224027
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2851560
|
Son yıllarda afet sayılarında ve afetlere bağlı yaşanan can ve mal kayıplarında yaşanan artış bireylerin afetler konusundaki farkındalıklarının önemini arttırmıştır. Bireylerde afet bilinci oluşturmada eğitim ve sosyal bilgiler dersi önemli bir misyon üstlenmektedir. Bu nedenle ileride sosyal bilgiler öğretimi görevini üstlenecek olan sosyal bilgiler öğretmen adaylarının afetler konusundaki farkındalıklarının belirlenmesi önemli görülmektedir. Bu bağlamda araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının afet farkındalık düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırma tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini 2019-2020 eğitim-öğretim yılında İç Anadolu Bölgesindeki devlet üniversitelerinde öğrenim gören, kolay ulaşılabilir örneklemeye göre belirlenmiş 254 sosyal bilgiler öğretmen adayı oluşturmaktadır. Veriler, Kırıkkaya ve Gerdan (2019) tarafından geliştirilen Afet Farkındalık Ölçeği ile toplanmıştır. Ölçekten elde edilen veriler, normal dağılım koşulunu ve diğer varsayımları sağlaması sebebiyle bağımsız örneklemler t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda sosyal bilgiler öğretmen adaylarının afet farkındalık düzeylerinin orta seviyede olduğu belirlenmiştir. Ayrıca öğretmen adaylarının afet farkındalık düzeyleri cinsiyete, anne eğitim düzeyine, baba eğitim düzeyine, daha önce bir afet deneyimi yaşama ve afet temalı bir etkinliğe katılıp katılmama değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterirken; aile gelir düzeyine göre ise anlamlı farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
YAZI DEVRİMİ’NE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER HAKKINDA
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1000414
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1993269
|
Toplumsal yaşantımızı doğrudan etkileyen Yazı Devrimi, Tanzimattan beri birçok aydın tarafından dile getirilen ve II. Meşrutiyet yıllarında iyice alevlenen bir sorunun çözüme kavuşturulmuş biçimidir. Uzun yıllardır kangrenleşmiş, bazı aydınlara göre ilerlemenin önünde büyük bir engel olarak duran alfabe konusu, Mustafa Kemal Atatürkün öncülüğünde ciddi bir planlamayla ve büyük bir cesaretle başarıyla sonuçlanmıştır. Yazı konusu, sadece bir alfabe değişikliği olarak görülmediği, çağdaşlaşmanın ilk basamağı olarak düşünüldüğü için yeni yazıyı toplumun tüm kesimlerine öğretmek adına devletin tüm olanakları seferber edilmiştir. Kısa sürede okur-yazar oranımızda ve kültür düzeyimizde eskiye göre bir sıçrayış görülmüştür. Ne var ki bu artış, dikkate alınmadan Cumhuriyet yıllarında düşük tonda yapılan eleştiriler, ilerleyen yıllarda ve özellikle günümüzde çok daha ağır boyutlara ulaşmıştır. Yeni yazıyla toplumun cahil bırakıldığı, yabancılaştırıldığı, tarihinden ve İslamiyetten koparıldığı sık sık ileri sürülmüştür. Toplumun bilgisizlikten neler çektiğini çok iyi bilen Cumhuriyet kadrosu, dilimizin, kültürümüzün, tarihimizin bilimsel yöntemlerle araştırılması için çeşitli kurumlar kurmanın yanında İslamiyetin doğru öğrenilmesi ve öğretilmesi için de önemli adımlar atmıştır. Latin kökenli yeni Türk yazısı, cehaletle savaşın en önemli silahı olarak görülmüş, çağdaş uygarlığa giden yolun başlangıcı sayılmıştır. Bu yazı, Yazı Devrimine eleştiri getirenlere yanıt vermenin yanında genel anlamda konuyla ilgili önemli bilgileri tazeleme, hatırlatma amacına yöneliktir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Okul Öncesi Çocuğa Sahip Annelerin Sosyal Medya Bağımlılığı ile Aile İşlevselliği Arasındaki İlişki
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1036496
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2131904
|
Bu çalışmada, okul öncesi çocuğa sahip annelerin sosyal medya bağımlılık düzeyleri ile aile işlevselliği ve anne-çocuk arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla uygun örnekleme yöntemiyle belirlenen çalışma grubunu, çocuğu okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 244 anne oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında Sosyal Medya Bağımlılık Ölçeği-Yetişkin Formu (SMBÖ-YF), Aile Değerlendirme Ölçeği (ADÖ) ve Çocuk-Anababa İlişki Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde verilerin normallik dağılımına göre Mann Whitney U Testi, Kruskal Wallis H Testi ve Ki-Kare Testi kullanılmıştır. Çocuk-Anababa İlişki Ölçeği Çatışma alt ölçeği ve toplam puanları ile SMBÖ-YF Sanal Tolerans, Sanal İletişim alt ölçekleri ve toplam puanları arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05). Elde edilen bulgular literatür ışığında tartışılıp yorumlanmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Kovid-19 Salgınında Sosyal Hizmet Bakışıyla Ailede Yoksullaşma ve Uzaktan Eğitim
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1061258
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2205767
|
COVID-19 salgını bir pandemi olarak küresel ölçekte etkiler göstermiştir. Çok hızlı yayılım göstererek milyonlarca insanın ölümüne sebebiyet vermiştir. Bu sebeple bu yeni sağlık krizi ortasında bir ok sosyal ve ekonomik sorunlar da yaşanmaya başlamıştır. Pandeminin tedavisinin bilinmemesi süreci zorlaştırmış, kısa uzun süreli kapanmalar ekonomik zorluklara neden olmuş ve işsizlik de artış görülmüştür. Ayrıca eğitim sisteminde kapanmalar uzaktan eğitim adıyla yeni bir modelin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Dezavantajlı gruplar bu işsizlik ve uzaktan eğitim açmazında bir kat daha zorlukla yüzleşmişlerdir. COVID-19 pandemisi sosyal, küresel etkileriyle sosyal hizmet uygulamalarına duyulan ihtiyacı gündeme getirmiştir. Özellikle dezavantajlı grupların sosyal adalet ilkesiyle toplumda yerini korumaları bu dönemde oldukça önemli bir hale gelmiştir. Meslek elemanları pandeminin kısa ve uzun vadeli etkilerini göz önüne alarak koruyucu ve destekleyici hizmetlerin düzenlenmesi için çalışmaların gerekliliğini sıkça tartışmıştır. Bu düşünceler çerçevesinde sosyal politikaların ve ekonomik planların pandemi etkileri çerçevesinde düşünülerek derin bir krize dönüşen salgın süreciyle mücadelede önem kazanacağı ön plana çıkmaktadır. Bu derleme COVID-19 pandemisi sürecinde derinleşen yoksulluk ve uzaktan eğitim sürecinin sosyal hizmet bakış açısıyla değerlendirilmesi amacıyla kaleme alınmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
MÜŞTERİ ŞİKAYETLERİ YÖNETİMİNİN MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ÜZERİNE ETKİSİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1067740
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2230883
|
Günümüzde işletmeler için müşteri kavramı ve müşteri memnuniyeti kavramı en önemli kavramlar olmuştur. Eskiden üretim, ürün ve satış odaklı hareket eden işletmeler artık müşteri odaklı hale gelmiş, müşteri memnuniyetine ve müşterilerden gelen şikayetlere önem gösterir olmuşlardır. Bir işletme için kar getiren unsur müşterileridir ve müşteri kaybı, gelir kaybı anlamına gelmektedir. Eskiden yöneticiler işletmenin en önemli unsuru olarak görülürken pazarlama yaklaşımı ile birlikte müşterinin önemi anlaşılmıştır. Bir müşterinin memnun edilmesi, istek ve beklentilerinin tam olarak karşılanması ile mümkün olmaktadır. Beklentileri karşılanmayan bir müşteri ise şikayet kanalları ile bunu söz konusu işletmeye bildirecektir. Şikayetler aslında işletmeler için olumsuzlukların giderilmesi için birer uyarı sinyalidirler. Bu nedenle müşterilerden gelen şikayetler önemsenmelidir. Şikayet eden bir müşteri, şikayetinin çözüme ulaştırılmasını istemektedir. İyi ve etkili bir şikayet yönetimi sistemi kurularak şikayetçi bir müşteri memnun müşteri haline dönüştürülebilecektir. Çalışmanın amacı; müşteri şikayetleri yönetiminin müşteri memnuniyeti üzerine etkisinin incelenmesidir. Bu amaçla online alışverişlerde yaşanan şikayetler ve işletmelerin şikayet yönetimi sonrası müşteri memnuniyetini yeniden sağlamadaki etkinliğini incelemek üzere Afyonkarahisarda bir araştırma yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi 400 kişiden oluşmaktadır. Araştırma verileri yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmış ve toplanan veriler IBM SPSS StatisticsVersion 23 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizlerinde t-testi, varyans analizi, korelasyon analizi ve ki-kare testi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda müşteri şikayetleri yönetiminin müşteri memnuniyeti üzerine etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
YEREL YÖNETİMLERDE STRATEJİK YÖNETİM KÜLTÜRÜNÜN STRATEJİK PLANLAMA VE FAALİYET RAPORLARI ARACILIĞIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ: TR90 BÖLGESİ BELEDİYELERİ ÖRNEĞİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1104839
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2379673
|
Günümüz dünyasında kurumların hedeflerine ulaşmasında çok önemli rolü olduğu kabul edilen ve özel sektörde faaliyet gösteren işletmeler tarafından uzun yıllardır kullanılmakta olan stratejik yönetim, kamu yönetimi ve özellikle belediyecilikte de yerini almış olduğu görülmektedir. Ancak kavram olarak kamu kurumlarında yerini almış olmasına rağmen kurum kültürü olarak stratejik yönetimin kurum kültürü haline gelip gelmediği konusu araştırılması gereken bir konu olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda bu çalışmada temel stratejik yönetim kavramlarının belediyelerin stratejik plan ve faaliyet raporlarında ne ölçüde yer aldığı araştırılmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda literatür incelemesi ile stratejik yönetim ile ilgili 28 adet temel kavram tespit edilmiştir. Daha sonra nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi tekniği ile bu kavramların çalışma kapsamında incelenen belgelerde ne düzeyde yer aldığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma kapsamında TR90 bölgesinde yer alan Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon illerinin 2015-2019 ve 2020-2024 stratejik planları ile 2019 ve 2020 faaliyet raporları incelenmiştir. Çalışmada incelenen stratejik plan ve faaliyet raporlarında stratejik yönetim ile ilgili bazı kavramların yer aldığı tespit edilmiş olmakla birlikte bu düzeyin yeterli olmadığı değerlendirilmektedir. Ayrıca farklı belediyelerin stratejik yönetim ile ilgili kavramları kullanma bağlamında stratejik plan ve faaliyet raporları arasında farklılıklar olduğu görülmüştür.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Siyasal Hayattan Örneklerle Türkiye'de Yeni Medyanın Gücü
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1122292
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2451355
|
İnsanlar var olduğundan beri iletişim halindedirler. Aslında bu bir tercih değil insan doğasının bir gereğidir. İnsanlar birbiriyle çeşitli iletişim araçlarıyla etkileşim kurarlar bu araçlara genel anlamda medya denilmektedir. Türk siyasal hayatı içinde medya eskiden beri varlığını sürdürmekte ve oldukça etkili olmaktadır. Yeni medyanın ortaya çıkmasından önce sıklıkla yazılı medya araçlarından gazete, dergi ve kitap kullanılmakta iken teknolojik gelişmelerle birlikte radyo ve televizyon ön plana çıkmıştır. İnternetin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte ise yeni medya araçları ortaya çıkmıştır ve yakın dönemde genç - yaşlı herkes tarafından kullanılmaktadır. Görülmektedir ki medya, haber alıp verme, kitleleri bilgilendirme, tanıtma ve benzeri özellikleri dolayısıyla siyasilerin ilgi odağındadır. Siyasiler, vermek istedikleri mesajları medya sayesinde hem daha geniş kitlelere ve hem de her kesimden insana oldukça hızlı bir şekilde ulaştırabilmektedir. Yeni medya araçlarının gelişmesiyle birlikte Türkiyede siyasiler tarafından siyasi amaçlarla kullanıldığına dair birçok örnek mevcuttur. Bu sebepledir ki medya ve siyaset sıkı bir ilişki içindedir ve siyasiler için güçlü bir araçtır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Üniversite Öğrencilerinin İş Hayatına İlişkin Eğilimleri: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1130092
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2483722
|
Bu araştırmanın amacı, girişimcilik boyutlarından hareketle, üniversite öğrencilerinin genç girişimci olma yolundaki isteklerini girişimcilik dersi alıp almama bazında değerlendirmek ve yaratıcılığın girişimcilik performansı üzerindeki etkisini belirlemektir. Araştırmada yaratıcılık ile özgüven, kontrol odaklılık, fırsatları değerlendirme, risk alma, yenilikçilik, kararlılık, başarma isteği girişimcilik alt boyutlarından oluşan bir model kullanılmıştır. Girişimcilik eğitimi ile girişimci olma istekleri arasındaki ilişkinin incelenmesi bakımından girişimcilik eğitimi de modele dahil edilerek girişimcilik dersi bazında farklılıklar incelenmiştir. Araştırmada Mersin Üniversitesinde eğitim gören 300 öğrenciden veri toplanmıştır. Araştırmada, yaratıcılık ile girişimciliğin tüm alt boyutları arasında pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı ilişkilerin olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmada, bağımsız örnekler için t testi sonuçlarına bakıldığında, girişimcilik dersi almış ve almamış öğrenci gruplarının sadece yenilikçilik bazında istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde ayrıştığı görülmektedir. Buna göre girişimcilik dersi almamış kişilerin yenilikçilik ölçek puanları 3.70 ile girişimcilik dersi almış kişilerden daha yüksektir ve bu farklılık istatistiksel olarak anlamlıdır. Öte yandan girişimcilik ölçeği ve girişimcilik ölçek alt boyutlarının, girişimcilik dersi alıp almama durumu bazında ayrışmadığı görülmüştür.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Türkiye’de Fen Okuryazarlığı Alanında Yapılan Lisansüstü Tezlerin Doküman Analizi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1133286
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2496963
|
Bu çalışmanın amacı Türkiyede fen okuryazarlığına yönelik yapılan lisansüstü tezleri çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Araştırma doküman analizi yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini fen okuryazarlığı alanında yurt içinde ve yurt dışında yapılmış makale ve lisansüstü tezler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Türkiyede 2002 2020 yılları arasına fen okuryazarlığı alanında YÖK Ulusal Tez Merkezi veri tabanına kayıtlı erişim izinli 87 lisansüstü tez çalışması oluşturmaktadır. Erişim izni olmayan 2 lisansüstü tez araştırmaya dahil edilmemiştir. İncelediğimiz tezlerden elde edilen bulgulara göre; çalışmaların genellikle nicel yöntemler ve ilişkisel tarama deseniyle yapıldığı ve katılımcıların lise öğrencilerinden oluştuğu görülmektedir. Ayrıca Fen okuryazarlığı alanında yapılan lisansüstü tezlerin ölçme araçlarına göre incelenmesi sonucunda araştırmalarda çoğunlukla PISAda kullanılan ölçeklerin kullanıldığı görülmektedir. Yine elde edilen bulgulardan okul türü, çevre bilinci, branş, öğretim yöntemi, baba eğitim düzeyi, evdeki olanaklar, aile sosyoekonomik düzeyi, sınıf seviyesi, bilgisayar kullanma, akademik başarı, yaş ve fen öz yeterliği değişkenlerinin fen okuryazarlık seviyelerini etkilediği tespit edilmiştir. Çalışmanın sonunda bu alanda çalışma yapacak araştırmacılara önerilerde bulunulmuştur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Tarihi Coğrafya Açısından XVI. Yüzyıl’da Konya Şehri ve Şehirsel Fonksiyonları
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1143577
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2537522
|
Coğrafi mekan üzerinde kurulan şehir, mevcut fonksiyonlarıyla tarihsel süreç içerisinde bir anlam ve önem kazanır. Bulunduğu tarihsel dönemin şehir üzerine yaptığı yansımaların analiz edilerek yorumlanması büyük önem arz etmektedir. Şehrin bulunduğu döneme ait özelliklerinin analiz edilmesi ve şehirsel fonksiyonlarının zaman-mekan bağlamında değerlendirilmesi tarihi coğrafyanın inceleme alanına girmektedir. Bu çalışmanın amacı; XVI. yüzyıl Konya örnekleminde Konyanın şehirsel görünümü ve şehirsel fonksiyonlarının tarihi coğrafya açısından değerlendirilmesidir. Çalışma konusunun dayandığı temel kaynak Hicri 978-989 / 1570-1582 yıllarına ait 2 numaralı Konya Şeriye Sicilidir. Şeriye Sicili dışında Konya şehrinin XVI. yüzyıl için tarihi coğrafya konuları üzerine geniş bir literatür çalışması yapılarak, Konya şehrinin içinde yer aldığı monografik çalışmaların derlenmesi ve değerlendirilmesi yapılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Ruh Halimizi Etkileyen Hava Durumu Parametreleri Borsa Verilerini De Etkiler Mi?
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/72801/1161210
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2593149
|
1970'li yıllarda genel kabul, yatırımcıların rasyonel davrandığı iken, yatırım kararlarının sadece rasyonel bir yaklaşımla açıklanamayacağı gerçeği 1980'lerin başında gündeme gelmeye başlamıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar, bireylerin yatırım konusunda karar verme süreçlerindeki iç ve dış faktörleri incelemeye yönelik olarak çeşitlenmiştir. Psikoloji, pazarlama, sosyoloji gibi sosyal bilimlerden beslenen yatırımcı davranışlarına ilişkin görüşler, karar verme sürecinde birçok faktörün etkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu bağlamda karar verme literatüründe en fazla ağırlık verilen unsurlardan biri duygulardır. Farklı çevre koşulları ile doğrudan ilişkili olan duygular, bu şekilde yatırımcı kararlarında da etkili olduğunu göstermiştir. Bu araştırma, hava koşullarının yatırım kararları üzerindeki etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Çok boyutlu yatırım unsurlarına ilişkin veriler geniş bir zaman diliminde toplanmış ve farklı hava koşulları ile ilişkileri incelenmiştir. Sonuç olarak, yatırımların en önemli parametreleri olan işlem hacmi ve işlem tutarının havanın basıncı, sıcaklığı ve nemi ile ilgili olduğu sonucuna varılmıştır. Benzer şekilde, işlem getirilerinin de hava sıcaklığı ile ilişkili olduğu bulundu.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
YENİ YOKSULLUK TÜRLERİ ve SOSYAL DIŞLANMA
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/70842/1011941
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2035302
|
Marx 19. yüzyılda; esirliğin yer bulmadığı serbest bir toplumda, en güvenilir mülk kaynağı, yoksul emekçilerin fazla olması, diyerek gelecekte kapital sistemin oluşturacağı yeni yoksulluk biçimine işaret etmiştir. Yoksulluk, her dönemde yaşanan bir sorundur ancak kapitalizmin bunu devasa boyutlara ulaştırması, toplumlarda korkunç çatlaklara yol açabilmektedir. Örneğin eski çağlarda yoksulluk, yalnızca maddi yetersizlik köle-sahip olarak tanımlanırken, kapitalizm, bu tanımı; Eğitimsizlik, siyasi haklardan uzaklaşmak, kaliteli sağlık hizmeti alamamak, tatmin olacak kadar harcama yapamamak gibi daha sosyo-pskilojik anlamlara çıkarmıştır. Antik dünyaya bakıldığında, köle sınıfının olması aslında yoksulluğun, bireyin sosyal yaşamdaki konumunu belirlediğinin de en açık göstergesidir. Ancak yine de bu keskin kavramlar, daha çok sanayileşme ve kapitalizleşme ile netleşmiştir. Yoksulluk, özellikle insan hakları, eşitlik, kalkınma gibi çok yönlü kavramlardan bahsedilen küresel sistemde eğreti durmaktadır. 1980lerden sonra yapılan araştırmalar göstermiştir ki; kentlerde örtük bir yoksullaşma tipi yetişmektedir. Bu yeni yoksullaşma tipinde insanoğlu yalnızca geliri üzerinden değil, kent yaşamına ayak uyduramadığı her dinamik üzerinden sınanmaktadır. Çalışmanın temel konularından biri aslında yoksulluğun sosyolojik olarak ne tür değişimlere sebep olduğudur. Bir çok kaynaktan faydalanılan bu çalışma, yoksulluğun yalnızca maddi olgularla açıklanamayacağını öne sürmektedir. Kimlik sorunlarının, kültürel baskıların, eğitimsizliğin ve cağrafyanın da aslında yoksulluğun göstergeleri ve besleyicileri olduğu açıklanmıştır. Kısaca bu çalışma, yeni yoksulluk türleri, sosyal dışlanma ve sosyolojik etkiler arasındaki ilişkiyi ele almak için hazırlanmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
PERAKENDE SEKTÖRÜNDE HİZMET ÜRETEN KOBİ’LERİN PANDEMİDEN KAYNAKLANAN KISITLAMALAR SÜRESİNCE İNSAN KAYNAKLARI UYGULAMALARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/70842/1054216
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2178180
|
Bu çalışmanın amacı, pandemi süreci içinde perakende sektöründe çeşitli kısıtlar ve zorluklar yaşayan küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİlerin) insan kaynakları uygulamalarını tespit etmek ve elde edilen bulgulara dayalı olarak işletmelerin bu alandaki etkinlikleri üzerine sonuçlara ulaşmaktır. Bu nedenle bu araştırma ile Sakarya il sınırları içinde farklı işkollarında hizmet veren dokuz işletmenin sahibi/yetkilisi ile derinlemesine görüşmeler yaparak gereken bulgulara ulaşılmış ve bu işletmelerin temel insan kaynakları fonksiyonlarına yönelik uygulamaları pandemi şartları dahilinde mercek altına alınmıştır. Kolay ulaşılabilirlik prensibine bağlı kalarak kuyum, hazır giyim, ayakkabı, restoran, dayanıklı tüketim malları, telekomünikasyon, akaryakıt, kırtasiye ve market işkollarında faaliyet gösteren dokuz farklı işletme seçilmiştir. Yarı yapılandırılmış soru formu ile işletmelere sorulan on farklı sorunun cevapları, yedi alt tema altında toplanarak birlikte değerlendirilmiştir. Yapılan saha araştırması sonucunda elde edilen bulgular betimsel ve içerik analizleri ile incelenmiş ve kayda değer sonuçlara ulaşılmıştır. Hizmet sektöründe faal KOBİlerin bütün içinde kapladıkları alanın yoğunluğu göz önüne alındığında elde edilen sonuçların, salgın hastalığa bağlı zorlukların işletmelere ve ülke ekonomisine olan olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik faydalar sağlayacağı düşünülmektedir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre perakende sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin organizasyonlarında ve çalışma şartlarında resmi kısıtların dışında kayda değer değişiklikleri tercih etmedikleri, mevcut personellerini korumak için yoğun çaba sarf etmelerine rağmen bu dönemde ilave istihdamı düşünmedikleri, normal şartlarda uyguladıkları performans değerlendirme, ücret ve kariyer yönetimi faaliyetleri ile eğitim ve gelişim faaliyetlerine yeterince ilgi göstermedikleri, pandemi şartlarının kurum kültürüne olmasa bile çalışanlar üzerinde örgütsel bağlılığa dair olumsuz etkiler yaptığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda işletmelerin, çevredeki gelişmeleri yakından takip ettiği, rakiplerinin uygulamalarını dikkatle incelediği ancak perakende sektörünün temsilcileri olarak ileri döneme ait stratejilerde ortak bir eğilim içinde olmadıkları sonucuna varılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
MUŞ’TA ARI ÜRÜNLERİNİN YILLIK TÜKETİMİNE BAĞLI İSTATİSTİKSEL
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/70842/1069947
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2239771
|
Bu çalışmanın amacı, tüketici analizine dayanarak Muş ilinin arıcılık faaliyeti potansiyelinin incelenmesidir. Bu kapsamda Muş merkez ve çevre ilçelerinde halkın tükettiği yıllık bal miktarı analiz edilmiştir. Ayrıca yıllık bal tüketim miktarını etkileyen faktörler tespit edilmiştir. Gerçekçi sonuçlara ulaşabilmek için tüketicilere yönelik anket oluşturulmuştur ve uygun parametreler tespit edilmiştir. Daha sonra parametrelerin değerlendirilmesi için ihtiyaç duyulan kriterler ortaya konulmuş ve kriterlerin daha iyi analizi için uygun soru şekilleri belirlenmiştir. Anket sonuçlarına bağlı istatistiksel analiz yapılarak çeşitli incelemeler için esas ve yardımcı kriterler belirlenmiştir. Çalışmada arı ürünleri tüketiminin genel analizi ve arıcılıkta Muş ili rolünün tespiti gibi iki bağımsız inceleme yapılması uygun bulunmuştur. Muş ili ve çevre ilçelerde 150 kişiye yapılan anket çalışması sonucu 136 kişinin bal tükettiği tespit edilmiştir. İnceleme sonucunda Muş ilinde arı ürünlerinin yıllık tüketim miktarını etkileyen birçok faktörlerin olduğu ortaya konulmuştur. İstatistiksel sonuçlara göre arı ürünlerinin yıllık tüketim miktarını etkileyen faktörler, aylık gelir, eğitim durumu olmakla beraber diğer faktörler ise yaş, meslek ve medeni hal olduğu belirlenmiştir. İstatistiksel analizler için bu çalışmada SPSS ve MATLAB programları kullanılmıştır. Kriterler arasındaki ilişkilerin, özelliklerinin ve şekillerinin belirlenmesi için yapılan analiz aşamasında kişisel açıklamaya dayanarak farklı matematiksel modeller incelenmiş ve bu modeller arasında karşılaştırma yapılmıştır. Yıllık bal tüketim miktarını etkileyen faktörlerin analizinin sonuçları tablo ve grafiklerde gösterilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
G20 GRUBU ÜLKELERİN ÜRETKENLİK KAPASİTESİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/70842/1071564
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2246121
|
Özellikle büyük ekonomilere sahip ülkeler üretim kapasitelerini iyileştirerek küresel ekonomiye katkılarını artırabilmektedirler. Bunun için ülkelerin üretim kapasitesi performansları konusunda farkındalık kazanması ve mevcut üretim kapasitesine göre stratejiler oluşturması için ülkelerin üretim kapasitesi performanslarının ölçümü büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda araştırmanın amacı, dünyanın en büyük ekonomilerine sahip olan G20 grubunda yer alan 19 ülkenin en son ve güncel olan 2000-2018 yıl aralığındaki Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı Üretim Kapasitesi Endeksi (PCI) bileşenlerine ait değerler üzerinden üretim kapasitesi performanslarını ENTROPİ tabanlı TOPSIS yöntemi ile ölçmektir. Bulgulara göre, ülkeler açısından ENTROPİ yöntemi kapsamında en önemli üretim kapasitesi bileşeninin ulaşım olduğu tespit edilmiştir. Devamında ülkelerin ENTROPİ tabanlı TOPSIS yöntemine göre üretim kapasitesi performansları en fazla olan ilk üç ülkenin Almanya, ABD ve Güney Kore olduğu gözlenmiştir. Ayrıca ülkelerin ortalama üretim performans değeri hesaplanarak söz konusu değerden düşük olan ülkelerin küresel ekonomiye katkılarının daha fazla olması için üretim kapasite performanslarını artırması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bunların dışında, yöntem kapsamında ülkelerin üretim kapasite performans değerleri ENTROPİ tabanlı bazı Çok Kriterli Karar Verme yöntemleri (ÇKKV: ARAS, COPRAS, EDAS, WASPAS, ROV, Gri İlişkisel Analiz) ile ölçülerek söz konusu değerler arasındaki ilişkiler Pearson korelasyon katsayısı ile ölçülmüştür. Bu ölçüme göre, PCInın başta ENTROPİ tabanlı TOPSIS yöntemi olmak üzere diğer ENTROPİ tabanlı ÇKKV yöntemleri ile açıklanabileceği değerlendirilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
FİNANSAL GELİŞME VE AR-GE HARCAMALARI İLİŞKİSİNİN ARDL SINIR TESTİ İLE ANALİZİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/70842/1097759
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2350055
|
Küreselleşme sürecinin hızlanması ve 2000li yıllarla birlikte ortaya çıkan teknolojideki yapısal değişimler, finansal piyasaları etkilemiştir. Finans piyasalarındaki bu etkileşim finansal gelişme kavramını ön plana çıkarmıştır. Bu süreçte rekabet üstünlüğü sağlamak isteyen ülkeler açısından Ar-Ge harcamalarına yönelik eğilim de artış göstermiştir. Ar-Ge harcamaları bir ürünün geliştirilmesi veya var olan ürünün özelliklerinin değişimi olmasının yanı sıra yeni ve daha etkin üretim sürecinin oluşturulması olarak tanımlanırken; finansal gelişme ise finansal kurumlar ile piyasaların ve finansal araçların gelişimi şeklinde tanımlanabilmektedir. Ar-Ge faaliyetleri açısından ülkelerin finansal gelişim düzeyi büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada 1990-2019 dönemine ait Türkiye ekonomisindeki IMF tarafından kapsamlı bir şekilde hesaplanan finansal gelişme endeksi ve Ar-Ge harcamaları değişkenleri arasındaki ilişki zaman serisi yöntemleri ile incelenmektedir. Çalışmanın ampirik analiz kısmında değişkenler arasındaki birim kök sınaması için literatürde sıklıkla kullanılan Augmented Dickey-Fuller ve Phillips-Perrons birim kök testlerinden yararlanılmaktadır. Ar-Ge harcamalarının birinci farkında durağan ve finansal gelişme endeksinin ise seviyede durağan olduğu başka bir deyişle farklı seviyede durağan oldukları sonucu elde edilmiştir. Değişkenler arasındaki eşbütünleşme ilişkisi Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif sınır testi yaklaşımı ile sınanmaktadır. ARDL sınır testi sonuçlarına göre; finansal gelişmenin Ar-Ge harcamaları üzerindeki etkisi kısa dönemde istatistiki olarak anlamsız iken; uzun dönemde etkisi istatistiki olarak anlamlıdır. Uzun dönemde finansal gelişmelerdeki artış Ar-Ge harcamalarını artırmaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Türkiye’de Vergi Denetiminde Etkinlik; Dolayli ve Dolaysiz Vergiler Bağlaminda İnceleme
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/70842/1112677
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2411534
|
Vergi kavramı devletlerin kamu harcamalarını finanse etmek üzere vatandaşlarından karşılıksız olarak aldıkları kamusal gelir olarak tanımlanmaktadır. Türk Vergi Sisteminde vergiler, dolaylı ve dolaysız vergi olmak üzere iki ana başlıkta tasnif edilmektedir. Etkin bir vergi denetimi devletin kamu harcamalarının finansmanı için gerekli gelirin elde edilmesi, kamusal hizmetlerin aksatılmadan sürdürülmesi ve her bir vergi mükellefinin kamu harcamalarının finansmanına adaletli bir biçimde katılımının sağlanması bakımından önem taşımaktadır. Çalışmada özetle; Türkiyede vergi denetiminde etkinlik kavramı açıklanarak vergi denetiminde etkinliği belirleyen faktörlere yer verilmekte ve etkinliğin sağlanabilmesi için alınabilecek tedbirler açıklanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda; Hazine ve Maliye Bakanlığının faaliyet raporlarından alınan geçmiş yıllara ait istatistiksel veriler üzerinden merkezi yönetim vergi gelirleri içerisinde dolaylı ve dolaysız vergi ağırlıkları ile vergi incelemelerinin vergi türü bazında sonuçları dikkate alınarak vergi denetiminde etkinliği artıracak hususlar vurgulanmaktadır. Sonuç olarak vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin ağırlığının vergi denetiminin etkinliğini azalttığı kabul edilerek mükellefler üzerindeki dolaylı vergi yükünün hafifletilmesi ve dolaysız vergilerin ağırlık kazanması gerektiği savunulmaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Gönüllülük Davranışının Mutluluk Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/70842/1116013
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2425152
|
Bu çalışmanın amacı, gönüllülük ve mutluluk arasındaki ilişkiyi araştırmak ve bu ilişkinin bireyin yaşına göre farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Bu doğrultuda, 1995-2020 dönemini kapsayan Dünya Değerler Araştırması veri seti sıralı logit yöntemiyle analiz edilmiştir. Bulgular, gönüllü etkinliklerde yer alanların, gönüllü etkinliklerde yer almayanlara göre daha yüksek mutluluğa sahip olduğunu ve gönüllü yaşlı yetişkinlerin, gönüllü genç yetişkinlere kıyasla mutluluk düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Ayrıca yaşlı yetişkinlerde dini kuruluşların gönüllü faaliyetlerine katılımın mutluluğa etkisinin daha fazla olduğu belirlenmiş; genç yetişkinlerde ise spor, eğlence gibi boş zamanın değerlendirilmesine yönelik kuruluşların gönüllü faaliyetlerine katılımın mutluluğa etkisinin daha fazla olduğu sonucuna varılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
II. Meşrutiyet Dönemi Kadın Algısının Sanata Yansıması: Girişimci Kişiliğiyle İlk Türk Kadın Ressam Mihri Rasim
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/70842/1126749
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2469681
|
Bu çalışma avangard kişiliğiyle Türk resim sanatı adına birçok konuda cesaret temsili olmuş ilk Türk kadın ressamlarımızdan Mihri Rasimin girişimci kişiliğiyle, Osmanlıda ilk kız sanat okulu olan İnas Sanayi-i Nefise Mektebini kurma sürecinin girişimcilik ruhu bağlamında ele alınmasını amaçlamaktadır. Nitel araştırma yöntemi kapsamında tarama modeli kullanılarak toplanan veriler güncel literatür ışığında girişimcilik kavramıyla ilişkilendirilerek bulgular saptanmıştır. Beliren bulgular doğrultusunda, sanatçının doğuştan gelen girişimci mizacı, yetiştiği ortam ve imkanlar doğrultusunda betimlenmiştir. Avangard edimlerini bireysel varlığının her aşamasında girişimci ruhuyla birleştiren sanatçının İnas Sanayi-i Nefise Mektebini kurma sürecinde gösterdiği cesaret, azim ve kararlılığının yanı sıra, sanatının icrasında resmini yaptığı kişilerin seçiminden, resmin kompoze edilişine kadar her done onun girişimsel liderlik özelliğini işaret etmektedir. Osmanlının geçiş sürecinde olmasının yarattığı koşullar dahilinde sanata ve sanat eğitimine olan bağlılığı uğruna birçok zorlukla karşılaşmış ve yılmadan mücadele etmeye devam etmiştir. Mihri Rasim, uğraşları, zevkleri ve yaşam tarzıyla çizdiği kadın imajıyla toplum tarafından kabul görülmekte zorlanmasına rağmen, erkek egemen toplum yapısında Türk kadının çağdaşlaşması bağlamında girişimleri oldukça önemlidir. Nihai olarak Mihri Rasimin, seçtiği yol ve rotasına bakıldığında, maceralı ve zor bir sanat hayatı olduğu söylenebilir. Türk resim sanatına bıraktığı kültürel mirası ile sanatçının girişimci yönünün işlendiği bu çalışmanın yeni akademik araştırmalara kaynak teşkil etmesi umulur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Erkeklerin Yaşam Süresini Etkileyen Faktörlere Yönelik Panel Veri Yaklaşımı
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67949/972269
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1883924
|
Doğumda beklenen yaşam süresi tüm dünyada artarak devam etmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki beklenen yaşam süresi, gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla iken, kadınların beklenen yaşam süresi de erkeklere oranla daha yüksektir. Çalışmamızın amacı; üst ve üst orta gelir grubu ülkelerde erkeklerde beklenen yaşam süresini etkileyen olası faktörlerin incelenmesidir. Bu amaçla kişi başı gelir, kişi başına yapılan toplam, devlet ve özel sağlık harcamaları ile 1000 kişi başına düşen doktor sayısının doğumda beklenen erkek yaşam süresi üzerindeki etkileri incelenmiştir. 10 ülkenin 2000-2018 yıllarına 19 yıllık verilerinin analiz edildiği çalışmada; bağımsız değişkenler ile doğumda beklenen erkek yaşam süresi arasında istatistiki açıdan anlamlı bir ilişki elde edilememiştir. Bununla birlikte Dumitrescu Hurlin Nedensellik Testi sonuçlarında 2. ve 3. gecikmede kişi başına yapılan toplam sağlık harcamaları ile kişi başına yapılan devlet sağlık harcamalarının, 3. gecikmede de, kişi başı milli gelir ve kişi başına yapılan özel sağlık harcamalarının doğumda beklenen erkek yaşam süresinin nedeni olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
23 TEMMUZ HÜRRİYET BAYRAMI VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK YILLARINDAKİ YANSIMALARI (1909-1935)
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67949/993525
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1966923
|
Bu çalışma dini bayramların dışında anlam ve önem kazanan ulusal bayramlar arasında ilk niteliğini taşıyan 23 Temmuz Hürriyet Bayramının Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarına yansımalarını konu almaktadır. Dini bayramlar arasında Ramazan ve Kurban bayramları (Iyd-ı Fitr ve Iyd-ı Adha) ve gayrımüslimlerin kutladığı bayram örnekleri yer almıştır. Çalışmada ulusçuluk düşüncesinin yansımaları ışığında Cumhuriyetin ilanı sonrasında bayramın kutlanma biçimleri incelenmektedir. Çalışmada bu kutlanma biçimlerine bakarak dönemlere göre zihniyet tarihi çözümlemelerinin yapılması gerekliliği vurgulanmaktadır. II. Meşrutiyetin ilanını takip eden süreçte ulusal bayramın temel yapı taşlarının Cumhuriyet dönemine yansımaları ve genç Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarındaki kutlama biçimleri ulus-devletin kimlik çerçevesini oluşturan ulusal kimlik ve kültür incelemeleri açısından önem taşımıştır. Böylece kısa ve özlü bir taslak ışığında çalışmada Türkiyede Anayasanın ulusal kutlama günü olarak 23 Temmuz Hürriyet Bayramının kutlanmaya başlaması, bayramları etkileyen içsel ve dışsal dinamikler ve bayramların Cumhuriyetin çağdaşlık vizyonunu belirleyen Atatürk ilke ve devrimleri karşısındaki konumu ele alınmaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ÖĞRETMENLERİN GÜÇLENDİRİLMESİNİN OKULLARDA ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞI GÖSTERME EĞİLİMLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67949/1022201
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2075934
|
Bu çalışmanın amacı, psikolojik güçlendirmenin örgütsel vatandaşlık davranışı üzerindeki etkisini açıklamaktır. Bu amaç doğrultusunda Kocaelinde bulunan özel okullarda çalışmakta olan öğretmenlere yönelik bu araştırma gerçekleştirilmiştir. Çalışmada personel güçlendirme kavramın psikolojik boyutu olan anlam, yetkinlik, özerklik (otonomi) ve etki olarak dört boyutta ele alınırken; örgütsel vatandaşlık davranışı (ÖVD), özgecilik (diğerlerini düşünme), vicdanlılık (ileri görev bilinci), sivil erdem (örgüt gelişimine destek verme), centilmenlik (gönüllülük) ve nezaket boyutları ile incelenmiştir. Araştırmada öğretmenlerin ÖVD sergileme düzeyini belirlemek amacıyla, geçerlilik ve güvenilirliği daha önce ülkemizde yapılan araştırmalarda da test edilmiş olan ÖVD ölçeği, öğretmenlerin psikolojik güçlendirme ile ilgili algılarını ölçmek amacıyla ise psikolojik güçlendirme ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket kullanılmıştır. Açıklayıcı faktör analizleri ve hipotezleri test etmek için regresyon analizleri yapılmıştır. Araştırma kapsamında yaklaşık 210 kişiye internet üzerinden ve yüz yüze anket formunu doldurmaları amacı ile ulaşılmıştır. Toplanan verilerden eksik ve özensiz olarak doldurulan formlar değerlendirmeden çıkarılmıştır. Bu formlar da çıkarılınca değerlendirilmeye 177 adet anket kalmıştır. 177 öğretmenin verdiği cevaplara göre yapılan analiz sonuçları, psikolojik güçlendirmenin alt boyutlarından özerklik ve yetkinlik boyutlarının, örgütsel vatandaşlık davranışının alt boyutlarından özgecilik, vicdanlılık ve sivil erdem boyutları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif etkisinin olduğunu göstermiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
TÜKETİM TOPLUMUNDA KİMLİK İNŞASI
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67949/1022911
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2078824
|
Geçmişten gönümüze insan ilişkileri, iletişim kanalları, ilgi alanları, yaşam olanakları, üretim ve tüketim alışkanlıkları sürekli biçimde değişmiştir. Özellikle sanayi devrimi, toplumların yapısında, hem fiziki hem de kültüründe büyük dönüşümler ortaya çıkarmıştır. Modern toplumların ortaya çıkması ile birlikte sınıf veya başka bir ifade ile kimlik, bağlı bulunduğun bir topluluktan ziyade bireyin tüketim yolu ile kendisine, bir grup veya sınıf inşa etme sürecidir. Modern toplumlarda tüketim, yeni sosyal etkileşim ve sosyal davranış şekilleri oluşturma, gerçek ile sahte arasında ki ilişkiyi ortadan kaldırarak yeni bir benlik ve kimlik duygusunu elde etme arzusu ve prestijini ortaya çıkartmıştır. Protestanlık anlayışındaki üretimin fazlalaştırılması ve üretim ilişkisinin artı ürününü tanrı krallığı için harcanması anlayışı ile modern toplumda tüketim-birey ilişkisinin artı ürününün tüketim krallığına için gerekliliği ve zorunluluğu doğurmuştur. Çünkü tüketim alışkanlığı, bireyin kültürel bir göstergesi, yeni iletişim kanalı, yeni gurubunu ve sınıfını, yeni inancını kısacası yeni kimliğini ortaya çıkartır. Birey için tüketim artık zorunlu bir hal almış, tüketim için yeni bir üretim aracı haline gelmiştir. Bu makalede tüketim toplumunda bireyin yeni kimlik inşa gereksiniminin nedenleri özerinde durulmuştur. Bu çerçevede bireyin tüketim alışkanlıklarının gereksinimden ziyade, istek ve arzularını doyurma, sosyal bir sınıf oluşturma gereksinimin nedenleri ve ait olmadığı sınıfın kabuğuna bürünmesinin temel etkenleri özerinde araştırma yapılmıştır. Makalenin temel tezi, tüketim toplumunda bireyin tüketim vasıtasıyla kendisine yeni bir anlam katması, kültürel, sosyal bir alan oluşturması gibi düşünceler etrafında oluşturulmuştur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
KİŞİSEL SAĞLIK VERİLERİNİN 6698 SAYILI KANUN ÇERÇEVESİNDE KORUNMASI
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67949/1079524
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2276723
|
Günümüz dünyasında bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve iletişimin hızlanması bilgiye ulaşmayı ve paylaşmayı kolaylaştırmış, paylaşılan veriler fiziki ortamın çok ötesinde sanal dünya olarak adlandırılacak yeni bir dünya meydana getirmiştir. Sanal dünyada kullanılan her program, paylaşılan her kişisel veri yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, beraberinde yeni sorunları da yaratmıştır. Veri paylaşım hızının ve paylaşılan veri miktarının artması, uluslararası ve ulusal toplumu kişisel verilerin korunması için tedbirler almaya zorlamıştır. Kişisel verilerin düzensiz şekilde kullanılması, ifşa edilmesi, yetkisiz ve tehlikeli yerlere ulaşması gibi kişilerin temel hak ve özgürlerine zarar verici faaliyetlerin önüne geçmek için ulusal ve uluslararası düzenlemeler gerekli hale gelmiştir. Uluslararası toplumda oluşturulan ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin paralelinde ülkemizde de düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu yayımlanmış ve böylece kişisel verilerin Anayasal çerçevede temel hak ve özgürlük kapsamında korunması, kaydedilmesi, işlenmesi, paylaşılması gibi faaliyetler düzenlenmiştir. Kişisel Sağlık Verilerinin 6698 Sayılı Kanun Çerçevesinde Korunması konulu bu çalışmada, kişisel veri kavramına genel anlamda değinilmiş, kişisel sağlık verilerinin neler olduğu, açık rıza kavramı, kişisel sağlık verileri işlenirken mahremiyet ilkesine ilişkin değerlendirmeler, sigortacılık sisteminde kişisel sağlık verilerinin işlenmesi, uluslararası sözleşmeler/belgeler ve ulusal düzenlemelere ve KVKK kararlarından örneklere yer verilmiştir. Çalışma oluşturulurken bu alanda yazılmış makaleler, dergiler ve kitaplar, kişisel veriler ve kişisel sağlık verileriyle ilgili bilişim programları taranmıştır. Kanun metinleri, Cumhurbaşkanı Kararları ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri güncel konularla karşılaştırılarak incelenmiştir. Masabaşı çalışması, kütüphane araştırması yöntemleri kullanılmıştır. Sonuç olarak; 6698 sayılı Kanunda kişisel veri türlerinden hassas veri olarak belirtilen Kişisel Sağlık Verileri işlenirken, ulusal ve uluslararası yasal düzenlemelere uyulması zorunludur. Kişisel sağlık verisi işlenecek olan ilgili kişinin veri işleme faaliyetinin amacı, süresi gibi unsurlar belirtilerek aydınlatılması, bu faaliyetlerin açık rızasının alınarak yapılması, veri işleme faaliyetinin de belirlenen amaçlar doğrultusunda, ölçülülük ilkesine uyularak tamamlanması gerekmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
PARA ARZININ ENFLASYON ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: 5 GELİŞMEKTE OLAN ÜLKE ÖRNEĞİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67598/916631
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1707989
|
Enflasyon, en önemli makroekonomik göstergeler arasında yer almaktadır. İktisat teorisinde, para arzının enflasyon üzerindeki etkisine yönelik farklı görüşler bulunmaktadır. Klasik ve Monetarist iktisatçılar, para arzı artışının tam istihdam varsayımıyla- uzun vadede sadece enflasyon yarattığını savunmaktadır. Fakat Keynesyen yaklaşım para arzı artışının eksik istihdam varsayımıyla- enflasyon yaratmadan hasılayı arttırdığını savunmaktadır. Ampirik literatürde, çalışmaların önemli bir kısmında para arzı artışlarının enflasyon üzerinde pozitif bir etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak literatürde para arzı artışlarının enflasyon üzerindeki etkisinin olmadığı ya da negatif etkisi olduğu şeklinde sonuçlar da mevcuttur. Günümüzde yüksek enflasyon birçok gelişmekte olan ekonomi için halen önemli bir sorundur. Örneğin, çalışmanın örneklemi kapsamında ele alınan Türkiye, Hindistan ve Brezilyanın 2010-2017 yılları arasındaki yıllık ortalama enflasyon oranları sırasıyla %8,4, %7,6 ve %6,4dür. Bu bilgiler ışığında yapılan araştırmada, 1995-2017 dönemi arasında seçilmiş 5 gelişmekte olan ekonomi açısından para arzının enflasyon üzerindeki etkisi reel gelir kontrol değişkeninin eklenmesiyle panel veri analizi ile incelenmiştir. Ulaşılan bulgular, seçilmiş 5 gelişmekte olan ekonomi için para arzı büyüme hızındaki bir artışın, enflasyonu arttırmakla birlikte, bu ülkelerde enflasyonun parasal faktörlerden ziyade reel (GSYİHdaki şoklar) bir olgu olduğunu göstermektedir. Bulgular ilgili literatürde daha önce yapılan çalışmaları destekler niteliktedir. Elde edilen bulgular, ülkelerin enflasyonu düşürebilmeleri için üretim (arz) ve para politikalarını koordineli bir şekilde yürütmesi gerektiğini göstermektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
SANAL MAĞAZA ATMOSFERİ UNSURLARI VE INSTAGRAM MAĞAZA ATMOSFERİ UNSURLARININ KARŞILAŞTIRILMASI INSTAGRAM MAĞAZA ATMOSFERİ UNSURLARINI BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67598/947726
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1806092
|
İnternet ve diğer iletişim teknolojilerine yönelik gelişmelerin artması neticesinde bu alanları kullanan bireylerin sayısında da artış olmuştur. Bu gelişmeler bireylerin birbirleriyle iletişim ve etkileşim kurabilecekleri sosyal medya platformlarının da oluşmasına sebebiyet vermiş neticesinde sosyal medya uygulamalarının kullanım oranları dünya genelinde inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Sosyal medya ortamları, kullanıcıların çeşitli bilgi, fikir, ilgi alanı, deneyim vb. konuları internet ya da mobil sistemler üzerinden paylaştıkları alanlar olması dolayısıyla birçok işletmenin de ilgisini çekmiş; sonuç olarak işletmeler de bu alanları tüketicileri cezbetmek ve pazarlama faaliyetlerini yürütmek için kullanacakları kanallar olarak değerlendirmişlerdir. Son yıllarda sosyal medya uygulamalarını bir satış kanalı olarak kullanan mağazaların sayısı da gittikçe artmıştır. Bu amaçla kullanılan uygulamaların başında Instagram gelmektedir. Daha fazla tüketiciye ulaşmak ve daha fazla satış gerçekleştirmek isteyen işletmeler için sosyal medya mağazalarının hangi özelliklerinin tüketicileri daha fazla çektiği konusu önemli hale gelmiştir. Bu noktada geleneksel mağazaların tüketicileri çekmede kullandıkları mağaza atmosferi unsurları, sanal mağazalar için de kullanılmıştır. Bu unsurları inceleyen araştırmaların büyük bir kısmı, işletmelere ait web siteleri üzerinden çalışmalar yürütmüşlerdir. Sosyal medya mağazalarının ve web sitelerinin atmosfer unsurlarının birçok noktada farklılık göstereceği düşüncesiyle yapılan bu çalışma, sanal mağaza atmosferi unsurları ve Instagram mağaza atmosferi arasındaki farklılıkları keşfetmek ve Instagram mağaza atmosferinde öne çıkan unsurları belirlemek amacıyla yapılmıştır. Daha önce bu alanda yapılan çalışmaların sınırlı olması ve Instagram mağaza atmosferi üzerine bir çalışmanın bulunmaması dolayısıyla çalışma, ikincil verileri kullanarak keşfedici bir araştırma sunmaktadır. Literatürden elde edilen bulgular ve analizlerin yorumlanması sonucunda Instagram mağazalarının atmosfer unsurlarının birçoğunun diğer elektronik mağazalardan farklı özellikte oldukları ortaya çıkmıştır. Bu farklılıkların genel itibariyle kanalla ilişkili farklılıklar oldukları görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Instagram ve benzeri sosyal medya uygulamalarındaki mağazalar için atmosfer unsurlarının, literatürde mevcut olan elektronik mağaza atmosfer unsurlarından farklı olarak ele alınması gerekmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ALMANYA ÖZELİNDE DÖNGÜSEL EKONOMİ PERSPEKTİFİNDEN GSYİH VE GERİ DÖNÜŞÜM İLİŞKİSİ: ZAMAN SERİLERİ ANALİZİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67598/969967
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1875798
|
Çalışmada döngüsel ekonomide lider ülkeler arasında yer alan Almanyanın atık geri dönüşümü ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkisi analiz edilmiştir. Analizde 2000-2018 dönemi GYSH değişimi, ambalaj ve kağıt ve karton atıkları geri dönüşüm oranları kullanılmıştır. Bağımlı değişken GSYH seçilirken bağımsız değişkenler de ambalaj ve kağıt ve karton atıkları geri dönüşüm oranları ele alınmıştır. Çalışmada kullanılan testler Augmented Dickey-Fuller (ADF) Birim Kök Testi, En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi testi ve Engle-Granger Eşbütünleşme testi kullanılmıştır. Analiz sonuçlarında değişkenler arasında nedensellik ilişkisi bulunmadığı ancak uzun dönemde eşbütünleşik olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kağıt ve karton atık geri dönüşüm değişkenindeki 1 birimlik artış bağımlı değişken olan GSYHyi 0.723005 birim azaltırken; ambalaj atıkları geri dönüşüm değişkenindeki 1 birimlik artış bağımlı değişken GSYHyi 0.446706 oranında artırdığı sonucu elde edilmiştir
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
AKIL İLKELERİNİN EPİSTEMOLOJİSİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67598/986676
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1940238
|
Klasik mantık, akıl ilkeleri üzerine sistematize edilen iki değerli bir sistemdir. Mantık ilkeleri veya zihnin prensipleri olarak da adlandırılan akıl ilkeleri, mantığın kavram, önerme, akıl yürütme konularının işlevselliği için olmazsa olmaz, vazgeçilmez koşullardandır. Kavram oluşturmak, oluşturulan kavramlar arasında ilişkiler kurabilmek, yani esasında düşünmek, akıl ilkeleri ile olanaklıdır. Dolayısıyla kavram oluşturabilmek için bu kadar önemli olan bu ilkeler, önerme ve önermeler arası ilişkilerin kurulmasında da gerekli olmaktadır. Zira kavramlar önermeleri, önermeler ise akıl yürütmeleri teşkil etmektedir. Bu bağlamda "gül beyazdır" gibi bir önerme kurabilmek için, öncelikle "gül" ve "beyaz" kavramlarını tanımak ve bilmek gereklidir ki daha sonra bu kavramlar arasında ilişki kurarak "gül beyazdır" gibi bir önerme ortaya koyulabilsin. Sonrasında da bu elde edilen önermeler arasında ilişki kurmak suretiyle de akıl yürütmeler gerçekleştirilebilsin. İşte bu çerçevede akıl yürütme, bir yargı ortaya koymakla birlikte ola gelmektedir. Yargı ortaya koymak ise, iki kavram arasında bağ kurmak olmaktadır. Bu durumda akıl yürütme, bilinenlerden bilinmeyene ulaşma çabasıdır. Bu şekliyle mantık, akıl yürütmenin kurallarını ortaya koyma amacı güden biçimsel bir yöntemdir. Doğru ve tutarlı bir akıl yürütme ya da mantıklı bir şekilde düşünme aklın yasalarını temele koyarak gerçekleştirilen bir zihin faaliyetidir. Bu kurallar, akıl yürütmenin geçerliliğini denetleyen bilgi mekanizmalarıdır. Bu cihetle her türlü bilgi faaliyetinin, akıl ilkeleri ve mantıksal düşünme formlarına dayandığını da göz önünde bulundurmak suretiyle çalışmamızın ana gayesi, epistemolojik olarak mantık ilkelerinin yorumunun ve bilgi değerinin serimlenmesidir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI BAĞLAMINDA NETFLİX TÜKETİMİ: HATAY MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67598/993057
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1964893
|
Televizyon ile ilgili ilk denemelerin yapıldığı günden beri bu mecra sürekli bir gelişim ve dönüşüm geçirerek günümüzdeki halini almıştır. İnternetin keşfedilmesi, erişiminin kolaylaşıp ucuzlaması neticesinde ve sürekli teknolojik gelişmeler sayesinde dijital yayın yapan OTT TV (Over The Top Television/Her Şeyin Üstünde Yayıncılık) yayıncılığının ortaya çıkmasına katkı sunmuştur. Bu çalışmanın ana hatlarını televizyonun tarihsel gelişiminden dijital yayıncılığa doğru serüvene değinerek dünya genelinde popüler ve Türkiyede de faaliyet gösteren OTT TV örneği Netflixin kullanılması ve bunun sonucunda elde edilen doyumlar oluşturmaktadır. Söz konusu bu araştırma Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümü lisans öğrencileri ile Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Antakya Meslek Yüksekokulu Basım ve Yayım Teknolojileri ön lisans öğrencileri üzerine yapılan ampirik bir çalışmadır. Bu çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden anket tercih edilmiştir. Anket yöntemi kullanılarak Netflixin kullanıcılar üzerinde oluşturduğu doyum/doyumlar incelenmiştir. Elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edilip ortaya çıkan frekans dağılımları yorumlanmıştır. 64 öğrencinin katılımıyla birlikte gerçekleştirilen anket taraması sonrasında elde edilen verilere bakıldığında, ankete katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu Netflixin orijinal içeriklerini konvansiyonel televizyon içeriklerine kıyasla daha çok tercih etmektedir. Ayrıca Covid-19 salgınıyla birlikte öğrencilerin internet ve Netflix kullanımları artmıştır. Öte yandan elde edilen verilerden hareketle Netflixin kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı bağlamında kullanımının incelenmesi olumlu sonuç vermiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
KÜLTÜREL COĞRAFYA AÇISINDAN POMAK HALK KÜLTÜRÜNDE DOĞUM ÖNCESİ VE DOĞUM SONRASI GELENEKLER VE İNANIŞLAR
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/67598/1048646
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2159928
|
Edirne Keşan ilçesine bağlı Suluca Köyü Keşan ilçe merkezinden 27 km uzakta yer alan bir orman köyüdür. Köyde Pomak halk yaşamaktadır. Suluca köy halkı 1924 senesinde Türk-Rum Mübadelesi ile Selanik Dramadan şu an yaşamış oldukları köye mübadele göçüyle gelip yerleşmişlerdir. Suluca köyüne Kültürel Coğrafya açısından baktığımızda, mübadillerin gelmiş oldukları köyle fiziki ve beşeri unsurlar bakımından hemen hemen aynı özellikler taşıdığı kaynak kişiler tarafından vurgulanmıştır. Söz konusu benzerlik mübadillerin geçmişten günümüze geleneklerini etkin bir şekilde sürdürmelerini sağlamaktadır. Bu makalenin amacı mübadele sonucunda Suluca köyüne göç eden Pomakların doğum gelenekleri çerçevesinde coğrafi, kültürel, sosyal, ekonomik, fizyolojik etkilerle meydana gelen inanışlar, ritüeller ve pratikleri belirlemektir. Yapılan çalışmada doğum öncesi, doğum esnası ve doğum sonrası gelenekleri, inanışları ve bunlara bağlı ortaya çıkan ritüeller ve pratikler incelenmiş ve kayıt altına alınmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
TEDARİK ZİNCİRİ ÜYELERİNİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR VE ÇÖZÜMLER
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/840292
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1446802
|
Bu çalışmanın amacı, lojistik sektöründe üretici, lojistik hizmet sağlayıcı ve bağımsız yük taşıyıcı olarak faaliyette bulunan aktörlerin karşılaştıkları sorunları betimlemektir. Bu amaç doğrultusunda, nitel veri toplama yöntemi olan yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakat tekniği uygulanmıştır. Verilerin çözümlemesinde içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, söz konusu üç aktörün birbirinden kaynaklı zincirleme birçok sorun yaşadığı tespit edilmiştir. Özellikle parsel yük taşımacılığın planlı ve organize olmadığı durumlarda zincirleme bir gecikmenin meydana geldiği anlaşılmaktadır. Söz konusu zincirleme gecikme katılımcıların en sık karşılaştıkları sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bir aktör için yüklerin planlanan zaman diliminde teslim edilmesi önem arz ettiği anlaşılmaktadır. Bu anlamda, müşteri memnuniyetinin ön planda tutulduğunu ifade etmek mümkündür. Müşteri memnuniyetini sağlayarak, marka ve sadakat duygusunun oluşmasının ilgili firmaların sektördeki konumları açısından önem arz ettiği anlaşılmaktadır. Bilgi teknolojilerinin özellikle haberleşme kanalların yetersiz düzeyde kullanılması diğer bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağımsız Yük Taşıyıcıları açısından en çok sorun yaşadığı şirketlerin komisyon evleri ve lojistik hizmet sağlayıcılar olduğu belirlenmiştir. Bağımsız Yük Taşıyıcıları açısından komisyon evleri ve lojistik hizmet sağlayıcıları ile karşılaştıkları sorunların aşılması için yasal bir çerçeve kapsamında, etkin ve efektif politikaların belirlenmesi önerilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRENME VE DERS ÇALIŞMA STRATEJİLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/904963
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1668889
|
Araştırmanın amacı öğretmen adaylarının öğrenme ve ders çalışma stratejilerinin; öğrenme stillerine, fakülteye, bölüme ve cinsiyete göre değişme durumunu ortaya koymaktır. Araştırma nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu bir devlet üniversitesinin iki farklı fakültesinde ikinci sınıfta öğrenim görmekte olan 389 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veriler Öğrenme ve Ders Çalışma Stratejileri Envanteri ile Öğrenme Stili Envanteri kullanılarak toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistik, tek yönlü varyans analizi ve bağımsız gruplar t testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; ders çalışma ve öğrenme stratejilerinin alt boyutu olan tutum ile ayrıştıran öğrenme stilli arasında anlamlı ilişki görülmüştür. Öğrenme ve ders çalışma stratejilerinin alt boyutları ile öğretmen adaylarının fakülteleri, bölümleri ve cinsiyetleri arasında da anlamlı ilişki görülmüş ve bulgular yorumlanmıştır. Bulguların üniversitelerdeki öğrenme öğretme merkezlerine, fakülte kurullarına, öğretim üyelerine öğretim süreçlerini planlamada yardımcı olacağı düşünülmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
SAĞLIK İŞLETMELERİNDE MALZEME YÖNETİMİNDE UYGUN TALEP TAHMİN YÖNTEMİNİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR UYGULAMA
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/908786
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1681192
|
Amaç- Samsun ilinde bulunan bir devlet hastanesinin ortopedi bölümünün tedavi sürecinde kullandığı medikal malzemelerin talebinin nicel tahmin yöntemleri ile analiz edilmesi ve en uygun tahmin yönteminin belirlenmesidir. Yöntem- Araştırmada talep tahmini yöntemlerinden 3 Aylık Hareketli Ortalama Yöntemi, 5 Aylık Hareketli Ortalama Yöntemi, Tek Üstel Düzeltme Yöntemi, Holtun Doğrusal Yöntemi, Çarpımsal Holt-Winters Yöntemi, Toplamsal Holt-Winters Yöntemi ve Basit Doğrusal Regresyon Yöntemi kullanılmıştır. Yöntemlerin karşılaştırılması ve en doğru tahmin yönteminin belirlenmesi maksadıyla Ortalama Mutlak Hata (OMH), Ortalama Mutlak Yüzde Hata (OMHY) ve Hata Kareleri Ortalaması (HKO) gibi hata ölçütleri dikkate alınmıştır. Bulgular- Uygulama sonucunda her bir malzeme için en ideal talep tahmini yöntemi farklı olmakla birlikte genel olarak Basit Doğrusal Regresyon Yöntemi ve Toplamsal Holt-Winters Yöntemlerinin (0,2-0,2-0,2) en uygun talep tahmini yöntemleri olduğu belirlenmiştir. Sonuç- Bu çalışma sonucunda, hastanenin satın alma departmanının tıbbi malzeme planlamalarını daha etkin yapabilmesi için uygun bir yöntem önerilmiştir. Böylece hastanede stok maliyetlerinin azaltılması ve israfların önlenmesi mümkün olabilecektir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Sultan Abdülaziz Döneminde Mâbeyn-i Hümâyûn'da Mâbeyncilik (Kurenâlık) Görevi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/930060
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1741205
|
XIX. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı bürokratik kurumları arasına katılan Mabeyn-i Hümayunun temel vazifesi padişah ile saray dışındaki dünyanın bağlantısını sağlamaktı. II. Mahmud tarafından tesis edilmekle birlikte, önemini Tanzimat sonrasındaki dönemde kazanan mabeyn, zamanla devlet yönetiminin merkezinde yer alan kurumlardan birisi olmuş ve bu özelliğini imparatorluğun dağılışına kadar sürdürmüştür. Mabeyn-i Hümayun bünyesinde görev yapan personel arasında aynı zamanda kurena sıfatıyla bilinen mabeynciler bulunmaktaydı. Bu makalede, Sultan Abdülaziz döneminde Mabeyn-i Hümayunda icra edilen mabeyncilik görevi mercek altına alınmıştır. Mabeyncilerin vazife, tayin, maaş ve terfi gibi durumlarıyla birlikte, dönem içinde yaşanan siyasi gelişmelerdeki rolleri incelenmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
SOĞUK SAVAŞ ORTAMINDA ANTİ-KOMÜNİZM VE PEYAMİ SAFA
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/930265
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1741934
|
Soğuk Savaş, dünyanın bütününü etkilemekle birlikte ortaya çıkardığı siyasi ortam ve iki kutuplu düzen bakımından tarihte özgün ve kritik bir dönemi teşkil etmektedir. Bu süreçte Türkiye, özellikle SSCBnin toprak ve üs taleplerinin gündeme gelmesinin ardından, ABD öncülüğündeki Batı bloğuna yakınlaşma sürecini tamamlamış ve Soğuk Savaş ortamında Batı yanlısı bir dış politika izleyeceğini de netleştirmiştir. Bu durum, ülkedeki komünizm karşıtlığını da güçlendirmiştir. Çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilen propagandalar, siyasi ve sosyal hayatla birlikte özellikle kültürel hayatı etkilemiştir. Bu kapsamda gündeme gelen isimlerden biri de Peyami Safadır. Safanın komünizm karşıtlığı, barındırdığı farklı özelliklerle Soğuk Savaş ortamını çok net bir şekilde yansıtmaktadır. Safanın eleştirileri, komünizm karşıtlığının düşünsel alt yapısını güçlü bir şekilde sergilemesi bakımından da önem taşımaktadır. Safanın komünizm hakkındaki düşünceleri; açık, net ve ideolojik bakımdan yoğundur. Dünyadaki gelişmeleri takip ettiği de çok net bir şekilde anlaşılan Safa, Soğuk Savaş ortamında komünizm karşıtlığını yansıtan bir düşünür olması bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Peyami Safanın Soğuk Savaş ortamında kaleme aldığı düşünce yazılarından hareketle, Safanın komünizm karşıtlığı incelenecektir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
GENETİK DETERMİNİZME DAİR KAVRAMSAL İNCELEME
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/934782
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1758835
|
İnsanoğlunun geleceği bilme arzusu, genetik bilgiye olan merakını artırmış ve bu alanda çalışmalar yapmasının önünü açmıştır. Genlerle ilgili her bilgi insanın derinliklerindeki gizeminin çözülmesine yardımcı olmuştur. Bu da bireylerin kişisel özelliklerinin temelinde genlerin olduğunu savunan fikirlerin yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Genler bu noktada günlük söylem haline gelmiş ve sağlık, teknoloji gibi hayatın her alanında önemli bir yer edinmiştir. Genler üzerinde deterministik bakış açısı, bireylerin hayatında kendi bedenlerine farklı bakış açısıyla bakabilmesinin yolunu açmıştır. Aynı zamanda genetik hastalıkların çözüme kavuşmasında faydalı olurken, bir yandan da gen manipülasyonu gibi olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu çalışmanın amacı, günümüz insanının birçok faktörden ziyade genlerine bağımlı olması sonucu ortaya çıkan, genlere kutsal bir özellik atfetmesi düşüncesine dayanan genetik determinizm kavramını incelemektir. Teorik nitelikli bu çalışmada, genetik determinizmin tanımı yapılmış olup, genetik determinizmin tarihsel gelişimi, türleri, açıklamaları ve bu kavrama ilişkin eleştirilere yer verilmiştir. Tüm bu bilgiler literatür bilgileriyle desteklenmiştir. Genlere aşırı anlam atfeden bakış açısı olan genetik determinizm, hayatın her anını kuşatmaktadır. Bireyler bu bakış açısıyla sahip oldukları özellikleri değiştirecekleri yönünde fikirler taşıyabilmektedirler. Örneğin bireyler daha güzel, daha zeki olma gibi birçok üstün özelliğe sahip olma kaygısı taşımaktadır. Bu kaygıyla gen pazarına boyun eğmekte, dolayısıyla gen manipülasyonu gibi birçok olumsuz durumlarla karşılaşmaktadırlar. Determinist bakış açısıyla gündeme gelen doğum öncesi testler, cinsiyet seçimi, gelecekte bebeklerin tasarlanması gibi konular da çeşitli etik tartışmalara sebebiyet vermektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
HİTİT VE ESKİ MISIR’DA TEKNOLOJİK BİR SİLAH: SAVAŞ ARABALARI
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/946617
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1801734
|
Bu çalışmada, savaş arabalarından ilk kez ne zaman yararlanıldığı, savaş arabalarının zamanla nasıl geliştirildiği, savaş arabası yapılırken hangi malzemeler kullanıldığı, yazılı ve görsel kanıtlardan yararlanılarak Hitit ve Eski Mısır krallığında savaş arabalarının nasıl ve kimler tarafından kullanıldığına dair bilgiler ele alınmaktadır. Savaş arabasına dair ilk görsel kanıtlar Sümerler tarafından yapılan Ur Standardı ve Akbabalar Steli üzerinde bulunmaktadır. Parmaklı tekerleğin kullanımına dair bulgular ise Güney Urallar ve Kuzey Kazakistan bölgesindeki mezar buluntularından gelmektedir. Anadoluda Kültepe kazılarında bulunan silindir mühürlerin üzerinde savaş arabaları bulunmaktadır. Savaş arabalarının en önemli parçası olan atların, koşumlanmadan önce nasıl eğitimden geçirilmesi gerektiğini anlatan Kikkuli metni son derece önemli bir kaynaktır. Savaş arabalarının bakımı ve gideri çok olduğundan her kesimin sahip olabileceği bir silah olmamış, yalnızca soylu insanlar tarafından kullanılmıştır. Hititler savaş arabalarını dışarıdan almış ve zamanla geliştirmişlerdir. Hitit savaş arabasının kullanımını içeren birincil kaynaklar bulunmaktadır. Hititler savaş arabalarını savaş meydanlarında kullanmış, komşu krallıklarla da yapılan anlaşmalarla da savaş arabası desteği almıştır. Hitit savaş arabaları altı parmaklı ve dikdörtgen şekilde yapılmıştır. Arabalara iki adet at koşumlanmıştır. Arabaların kabinleri hayvan derileri ile kaplanmış, iki veya üç kişiden oluşan asker grubu tarafından kullanılmıştır. Hitit tarihinde ilk defa savaş arabaları Anitta döneminde kullanılmıştır. Eski Mısır krallığına savaş arabaları Hiksosların istilası sonucu girmiştir. Mısırlılar, Hiksoslardan gördükleri savaş arabalarını benimsemiş ve geliştirmişlerdir. Mısırda savaş arabaları ilk defa Kamosenin krallığı döneminde kullanılmıştır. Mısır savaş arabalarından bahseden birçok yazılı ve görsel kanıt bulunmaktadır. Genellikle tapınak duvarları ve kral yıllıkları savaş arabalarından bahsetmektedir. Mısır savaş arabaları başlarda dört parmaklı daha sonra ise altı parmaklı yapılmıştır. Arabanın kabini hayvan derileri ile kaplanmıştır. Arabayı iki asker kullanmıştır. Savaş arabasına iki at koşumlandırılmıştır. Eski Mısırlılar araba yapımında kullanılacak olan ahşap türlerini genellikle dışarıdan ithal etmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Cari Açık Sorununa KOBİ'lerin Dış Ticaretten Aldıkları Payı Artırma Stratejisi Etkin Bir Çözüm Olabilir mi?
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/959246
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1849332
|
Günümüzde kronikleşmiş cari açık, beraberinde getirdiği enflasyon, ekonominin daralması, işsizlik gibi pek çok sorun sebebiyle ülkeler için çözüm yaratma noktasında ciddi ve özellikle uzun vadeli stratejiler geliştirilmesini gerektiren önemli bir sorundur. Soruna çözüm geliştirmenin yolu ise açığın sürdürülebilir olup olmadığı ve ekonomik krize kadar varan sonuçlar doğurup doğurmayacağının analizi; bir başka ifade ile cari açığın yapısının ve nasıl finanse edildiğinin belirlenmesi ile mümkündür. Çalışmanın çıkış noktası ise Türkiye için özellikle ekonomik liberalleşme sonrası artan cari açık sorununa çözüm öneri sunma çabasıdır. Bu motivasyonla, cari açığın yapısı ve finansman yöntemleri incelenmiş ve KOBİlerin ihracattan aldıkları payın artırılması önerisi geliştirilmiştir. Ampirik kısımda ise bahsi geçen önerinin teorik alt yapısını oluşturmak üzere KOBİlerin ihracattan aldıkları pay artışının cari denge üzerinde ne derece olumlu bir etkisinin olduğu analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla OECD ülkeleri verileri ele alınarak 2008-2018 dönemi için, KOBİlerin ihracat içerisinde aldıkları pay artışının, cari dengeyi istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönde etkileyeceği şeklindeki hipotez sabit etkili panel veri ve threshold regresyon modelleri kullanılarak test edilmektedir. Elde edilen tahmin sonuçlarına göre küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihracatındaki artış ile cari denge arasında tüm modellerde pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyonun mevcut olduğu görülmektedir. Bu çıktıya ek olarak ülkelerin yüksek teknolojili ürünlere adaptasyonunun sağlandığı ve ihracatının yapıldığı erken dönemlerde cari işlemler hesabını yüksek teknoloji ihracatının negatif yönde etkilediği ancak ileri dönemlerde üretim sürecindeki artan entegrasyon ve üretkenlikteki artışa bağlı olarak mevcut ilişkinin pozitif bir yöne evrildiği görülmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
GÜRPINAR’IN, ROMAN ÜZERİNE DÜŞÜNEN TİYATROSU İSTİĞRAK-I SEHERÎ’DE GERÇEKÇİLİK ARAYIŞI VE KARİKATÜRİZASYONU
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/960736
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1854283
|
Hüseyin Rahmi Gürpınar, roman türünde olduğu gibi eleştiriler türünde de üretken bir yazardır. Çeşitli dergi ve gazetelere yazdığı yazılar, dilinin kıvraklığı ve akıcılığı sebebiyle oldukça ilgi çekicidir. Bunlardan biri de Menemenlizade Tahirin Sergüzeşt romanının tefrika edilen bir bölümü için yazdığı İstiğrak-ı Seheri adlı eleştiri yazısıdır. Bu makalenin amacı, Gürpınarın İstiğrak-ı Seheri yazısı içerisindeki baskın unsurların değerlendirilmesi aracılığıyla, onun romantizme karşı realizmi savunmasındaki temel kıstasları tespit etmektir. Bu kıstasların tespiti için, Gürpınarın değerlendirmesinde izini sürebileceğimiz unsurlar olan gerçekçilik, orijinallik arayışı, tefrika roman, anlatıcı-yazar ayrımı, karikatürize etme ve karnaval atmosferi ele alınmıştır. Tüm bu unsurları incelemeye çalıştığımız yazımızın iddiası ise onun orijinallik arayışını ve eleştirdiği konular için asıl yıkıcı etkiyi oluşturan karikatürize etmesini gölgeleyen unsurun, gerçekliğe saplantılı diyebileceğimiz şekilde bağlı kalmak olduğudur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
SANS TOIT NI LOI FİLMİNDE FLANÖRYEN GÖSTERGELER
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/65148/961325
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1856318
|
Çalışmanın amacı, kentsel mekan içerisinde varlığını sürdüren flanör karakterinin Agnes Varda sinemasına yansıyan göstergelerini tespit edip, bu göstergelerin filmde hangi bağlamlar ile izleyiciye aktarıldığını ortaya koymaktır. Araştırmanın bağlamı Fransız Yeni Dalga sinemasının oluşum süreci, dönemin hakim sinema anlayışı ve Agnes Vardanın hayatı üzerinde şekillendirilmiştir. Araştırması yapılacak yönetmen olarak Vardanın seçilmesinin ilk sebebi, araştırmacının, Fransız sineması ve yönetmene olan ilgisi, ikinci olarak ise, literatürdeki boşluğu gidermektedir. Varda hakkında yapılmış çalışmalara bakıldığında daha çok feminist perspektif ile ele alınmış kadın çalışmaları mevcuttur. Yönetmenin sinema dünyasında büyük bir feminist olmasının yanı sıra filmlerinde kullandığı hayal gücü ve anlatım biçimi de oldukça dikkat çekicidir. Flanör kavramının inceleneceği film olarak Yersiz Yurtsuz (Sans toit ni loi) seçilmiştir. Agnesin geniş filmografisinin arasından flanöryen göstergeleri incelemek için Yersiz Yurtsuz filminin seçilmesinin sebebi, filmin ana karakteri Monanın flanör kahramanının aksine kent değil de kır yaşamında var olmasıdır. Araştırma ve inceleme, Agnes Vardanın Yersiz Yurtsuz filminde flanöryen göstergeler nasıl işlenmiştir? sorusundan hareketle yapılmıştır. Çalışmada içerik analizi ve görsel analiz tekniği kullanılmıştır. Baudelaire ve Benjaminin flanör hakkındaki düşüncelerinin temelinde, film sahnelerinden analiz edilmiş kodlar daraltılarak erkek egemenliği, yalnızlık ve bağımsızlık arayışı temalarına gidilmiştir. Çalışmanın sonucunda bu temaların filmde nasıl işlendiği açıklanmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
TÜRKİYE’DE YOKSULLUKLA MÜCADELEDE UYGULANAN SOSYAL YARDIMLAR
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/814411
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1357333
|
Bu makalede, Türkiyede yoksullukla mücadeleye yönelik sosyal politikalarda uygulanan sosyal yardımlar ele alınmıştır. Yoksullukla mücadele politikaları kapsamında öncelikle kavramsal anlamda yoksulluk ve yoksulluk türlerine yer verilmiştir. Yoksullukla mücadeleye yönelik sosyal politikalar kapsamında sosyal yardımlara ilişkin tarihsel sürece değinilmiştir. Makalede yoksullukla mücadele kapsamındaki sosyal yardımlardaki hedef kitle, sosyal yardımlarda kullanılan kaynakların dağılımı, sosyal yardım programlarının çeşitleri ve sosyal yardım hak sahiplerine ilişkin veriler sunularak, 2013-2019 dönemine ilişkin sosyal yardım verileri irdelenmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
İNKÜBASYON, MENTORLUK, YATIRIM VE EĞİTİMİN YENİ KURULAN FİRMALAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/840089
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1446139
|
Bu çalışmada literatür araştırması ile, inkübasyon, yatırım, eğitim ve mentorluğun işletme üzerindeki etkisini ölçmek için yapılan bazı çalışmalar değerlendirilmiştir. Tüm bu alanlarda, genellikle veri eksikliği, mevcut verilerin güvenilirliği, kalitesi, yüksek düzeyde heterojenlik ve çalışmalar arasındaki karşılaştırılabilirlik konularıyla ilişkili olarak etkinin ölçülmesinde ciddi zorlukların olduğu gözlenmiştir. Çalışmada öncelikle; işletme inkübasyonu kavramsal ve kuramsal çerçevede ele alınacaktır. Daha sonra, yatırım, işletme eğitimi ve mentorluk hakkında bilgi verilecektir. İşletme inkübasyonu, mentorluk, yatırım ve eğitimin yeni kurulan şirketler üzerindeki etkisine ilişkin mevcut bulgular, nicel ve nitel bir bakış açısıyla etki değerlendirmeleri, bu alanlardaki etkinin ölçülmesinin zorlukları tartışılacak ve literatur taramasından elde edilen bulgular sunulacaktır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
TÜRKİYE’DE PARLAMENTERLERİN SOSYAL PROFİLLERİNİN İNCELENMESİ (1960- 1980)
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/841791
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1451996
|
Modernleşme ve demokratikleşme çabalarının bir ürünü olan parlamentolar bulundukları toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel bir yansımasıdır. Çalışmada 1960-1980 yılları arasını kapsayan dönemde parlamentoda bulunan siyasi elitler meslek, yaş, cinsiyet ve öğrenim durumları bağlamında parti ayrımı yapılarak ve bir önceki dönemle karşılaştırmalı olarak incelenmeye çalışılmıştır. Bu sayede toplumu temsil eden grupların özellikleri verilmek istenmiştir. Çalışmada parlamenterlerin beyan ettikleri tüm meslekler üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Bu sayede daha gerçekçi bir profil oluşturulması sağlanarak alana katkı yapılmak amaçlanmıştır. Ayrıca meslek kategorisinde benzer çalışmalardan farklı olarak parlamenterlerin meslek dağılımda kamu-özel kurum ayrımı yapılmıştır. Söz konusu dönem siyasi elitlerinin meslek, yaş, cinsiyet ve öğrenim durumlarını gösteren veriler partiler bağlamında tasnif edilerek değerlendirilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
TÜRKİYE’NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ 2030 YILINA KADAR TAHMİNİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/849978
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1477495
|
Yenilenebilir enerji teknolojisindeki gelişmeler sonucunda konvansiyonel enerji maliyeti ile rekabet edecek hale gelmeye başlayan yenilenebilir enerjinin geleceği son yıllarda ilgi çekici bir konu haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerinin 2030 yılı için belirlenmesi, Türkiyenin 30 Eylül 2015 tarihinde Paris Anlaşmasına sunduğu ve 2021-2030 dönemini içeren Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanında sera gazı azaltım, güneş, rüzgar ve hidrolik gibi yenilenebilir enerjiden elde edilecek elektrik üretimleri hedefleri olduğu için 2030 yılı kritik bir yıl olarak görüldüğünden dolayı çalışmada tahmin yılı olarak 2030 yılı seçilmiştir. Makalede yenilenebilir enerji türlerinin ayrı ayrı kurulu güçlerinin 2030 yılı için tahminlemesi Box-Jenkins ARIMA metodolojisi kullanılarak yapılmış olup 2030 yılı istihdam tahmini ise elektronik tablo tabanlı bir model olan JEDI modeli (İstihdam ve Ekonomik Kalkınma Etkisi) ile gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak Türkiyenin Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanında hidrolik enerji ve güneş enerjisi hedefine ulaşacağı ve rüzgar enerjisi hedefine de çok yaklaşılacağı öngörülmüş olup hedefe ulaşılabilmesi için rüzgar enerjisi yatırımlarının ve teşviklerinin biraz daha artırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte Türkiyede tüm yenilenebilir enerji türlerinin kurulu güçlerinin zamanla artış göstereceği ve 2030 yılında yenilenebilir enerji santralleri içinde en çok istihdam yaratacağı tahmin edilen enerji türünün Hidrolik enerji, ikinci sırada güneş enerjisi ve üçüncü sırada ise rüzgar enerjisi olacağı öngörülmüştür.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN DİNAMİKLERİ: VAR ANALİZİ İLE TÜRKİYE ÜZERİNE AMPİRİK BİR ÇALIŞMA
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/878120
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1569393
|
Dünya genelinde son yıllarda fosil enerji kaynaklarının tükenmeye başlamış olması, yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarının kurulu güç içerisindeki payının henüz ihtiyaca cevap verecek düzeyde olmayışı, insanoğluna enerjinin kaynaklarının önemini göstermiş ve enerjiyi daha verimli kullanma çabasına yönlendirmiştir. Kaynakları hızla tükenmekte olan dünyamızda, kullanılan enerji miktarının hızla artması ve buna bağlı olarak ekosistem dengesinin bozulması sadece çevreyi koruma konusunda değil, aynı zamanda enerji kullanımı üzerinde de yeni yaklaşımların oluşmasına neden olmuştur. Bu bağlamda, Türkiye ekonomisine ait 1990-2019 dönemi yıllık verileri aracılığıyla Türkiyede enerji kaynaklarının verimliliğini belirleyen faktörleri ölçmek adına, Vector Error Correction (VAR) analizi yapılmıştır. Söz konusu analizde Türkiye için ilgili dönemde kömür, petrol, doğalgaz, hidro ve biyoyakıt-atık kullanımı değişkenleri kullanılmıştır. Analiz bulguları Türkiye de enerji verimliliğinin fosil yakıtlardan çok yenilenebilir enerji kaynağı hidro ve biyoyakıt-atıktan kaynaklandığını göstermektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Kamu Yayıncılığı Bağlamında Meteorolojinin Sesi Radyosu
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/885183
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1595737
|
İnsanoğlu ilk çağlardan itibaren iletişim yeteneğini geliştirmek, bu yeteneklerini daha geniş sınırlar içerisinde yaymak ve kullanmak için keşifler yapmıştır. Bir araç olarak dil, önemli bir iletişim aracıyken, söz ve söylemin gelişimine katkıda bulunmuştur. Yazının keşfi, matbaa ve baskı teknolojileriyle birlikte yazı da dilin söz ve söylemi geliştirmesi gibi yazılı kültürü geliştirip yaygınlaştırmıştır. Teknolojinin gelişmesi, elektromanyetik dalgaları, sinyalleri, sese ve görüntüye çevrilmesi ile birlikte televizyon ve radyo gibi kitle iletişim araçları hayatımıza girmeyi başarmıştır. Kitle iletişim araçları kullanılmaya başlandığı zamandan beri egemen olanın kontrolü altında olup çıkarları ve istekleri doğrultusunda kitleleri yönlendirip bilgilendirmektedir. Geleneksel iletişim araçları (televizyon, radyo, gazete vs.), yeni iletişim teknolojileri ve internetin gelişimiyle pek çok iletişim ortamının içerisinde yer edinmeyi başarmış ve gündelik yaşantımızın birer parçası haline gelmeye devam etmişlerdir. İletişim araçlarının çeşitliliği kitlelerin haber ve eğlence kaynakları tercihlerini değiştirmekte ve kitleler, bilgi ve eğlenceye en hızlı şekilde ulaşabilecekleri kaynakları tercih etmektedirler. Geleneksel medya içerisinde görülen radyo da hala yaygın olarak kullanılmakta hatta yeni iletişim teknolojileriyle, internet ve uydu gibi pek çok iletişim aracı vasıtasıyla birlikte hayatımıza entegre olmaya devam etmektedir. Türkiye de radyo yayıncılığı, radyonun bir kitle iletişim aracı olarak kullanılmaya başladığı ilk günlerden itibaren çağa ayak uydurarak dinleyici kitlesiyle buluşmayı başarmıştır. Radyonun ülkemizdeki serüveni yayınlanan kanunlar ve hükümler çerçevesinde oldukça karışık dönemlere denk gelmiş olup pek çok düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bu çalışmada bir kitle iletişim aracı olarak radyo ve radyo yayınları bağlamında Türkiyede radyo yayıncılığının tarihsel gelişim süreci incelenecek olup, radyo yayın sistemleri üzerinden kamu radyosu olarak TRTnin yanı sıra ülkemizde radyo yayınlarının yapılmaya başladığı ilk zamanlardan beri kurumsal kamu radyosu olarak, ikaz ve duyuru yapmak amacıyla kurulmuş olan Meteorolojinin Sesi radyosu üzerine derinlemesine mülakat tekniği sonucunda elde edilen bulgularla bir değerlendirme yapılacaktır. Araştırmanın çıktısının alana katkı sağlanması beklenmektedir. Meteorolojinin Sesi Radyosunun yayın amaçları ve şartları doğrultusunda vermiş olduğu hizmetinin, iletişim fakülteleri içerisinde radyonun eğitim amaçlı nasıl kullanılabileceği veya diğer kamu kurumlarının hedef kitleleriyle nasıl iletişim içerisinde olabileceklerine dair örneklem teşkil edebileceği düşünülmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
TİKTOK AKIMLARININ SOSYAL MEDYADAKİ ELEŞTİRİSİ: TWİTTER ÜZERİNDEN YAPILAN ELEŞTİRİLERİN İNCELENMESİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/888628
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1608847
|
Günümüz teknoloji dünyasında sosyal medya her geçen gün daha çok önem kazanmaktadır ve artık popüler kültür öğesi haline gelen sosyal medya uygulamaları özellikle gençler arasında oldukça yaygındır. Bu yaygın hale gelmenin sonucu olarak da birçok sosyal medya uygulaması ortaya çıkmakta ve diğer sosyal medyalar arasında kendine bir yer edinmeye çalışmaktadır. Ancak, yeni ya da eski bir sosyal medya uygulaması olup olmaması fark etmeksizin belirli bir noktadan sonra bütün sosyal medya mecraları birbirinin içine geçmekte ve aslında fark edilemese bile her sosyal medya platformu birbirini kopyalamakta, hatta birbirine bağlanmaktadır. Bu bağlanmanın bir göstergesi olarak Facebook gibi tek bir şirketin birden fazla sosyal medyayı satın alması gösterilebilmektedir. Tiktok Akımlarının Sosyal Medyadaki Eleştirisi: Twitter Üzerinden Yapılan Eleştirilerin İncelenmesi başlıklı bu çalışmada, özellikle gençler arasında popüler olan TikTok adlı sosyal medya uygulamasının akımlarına, başka bir sosyal medya uygulaması olan Twitter üzerinden yapılan eleştiriler incelenmiştir. Bu eleştiriler incelenirken de kuramsal çerçeve olarak Habermasın Kamusal Alan kuramı dijital kamusal alan olarak değerlendirilmekte ve yöntem olarak da literatür taraması ve göstergebilimsel analiz yöntemleri tercih edilmektedir. Bu çalışmanın yapılma nedeni ise TikTok üzerine yapılan Türkçe çalışmaların çok kısıtlı olmasıdır. Çünkü gündelik yaşam içerisinde TikTokun önlenemez bir yükselişi olduğu gözlemlenmektedir ve buna rağmen Türkçe literatürün bu derece geri planda kalması akademik bir kusur olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle de bu çalışmayı yapma gereksinimi duyulmuştur ve akademik literatürün TikTok konusunda geri kalmasına rağmen gündelik hayatta birçok farklı sosyal medya ağı üzerinden de gündem olduğu gözlemlenmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ANNALES’TEN TARİHSEL SOSYOLOJİYE BİR KÖPRÜ: HALİL İNALCIK
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/895298
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1632830
|
Bu çalışmanın amacı, Osmanlı araştırmaları siyasi tarihçilik perspektifinden sosyal ve iktisadi tarihçilik perspektifine kayarken İnalcıkın tarih anlayışının ve eserlerinin bu değişim sürecindeki konumunu ve işlevini tayin etmektir. Annales ekolü Türk tarihçiliğini giderek daha fazla etkilerken İnalcık bu etkilenmenin baş aktörlerinden birisi olarak kabul edilebilir. Ancak genelde İnalcık üzerindeki Annales etkilerinden bahsedilirken tarihsel akış devam ettirilmemektedir. Halbuki dünyada ve Türkiyede yeni akımlar ve yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır. Dünya-sistemleri analizi de bunlardan birisidir. İnalcıkın dünya-sistemleri analizi ile irtibatı pek fazla ele alınmamıştır. Osmanlıya dünya-sistemleri analizi çerçevesinde yaklaşan öncü araştırmacılar için bunu mümkün kılan isim İnalcıktır. Tarihsel olarak İnalcık, Osmanlı araştırmalarının Annales etkisine girdiği bir dönemde eserler vermiş ve verdiği eserler sayesinde Osmanlıyı tarihsel sosyoloji ve dünya-sistemleri analizi çerçevesinde ele almak mümkün hale gelmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
TÜKENMİŞLİK SENDROMU ÜZERİNDE COVİD-19 KORKUSUNUN ETKİSİ: HASTANE ÇALIŞANLARI ÖRNEĞİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/896218
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1636067
|
Bu çalışmanın temel amacı tükenmişlik sendromu üzerinde Covid-19 korkusunun etkisini incelemektir. 15-25 Şubat 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu kesitsel çalışma 244 hastane çalışanının katılımıyla tamamlanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistiklere ek olarak t-testi, ANOVA, Pearson korelasyon ve basit regresyon analizi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda hastane çalışanlarının yaklaşık %28inin potansiyel tükenmişlik riskine sahip oldukları, yaklaşık %5inin ise tükenmişlik dolayısıyla profesyonel yardıma ihtiyaç duydukları saptanmıştır. Hastane çalışanlarının orta düzeyde bir Covid-19 korkusuna sahip oldukları belirlenmiştir. Katılımcıların cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, mesleki unvan ve Covid-19 pozitif tanısı alıp almama durumları ile Covid-19 korkusu ve Tükenmişlik Sendromu ölçekleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Tek anlamlı farklılığın katılımcıların yaş düzeyi ile tükenmişlik düzeyi ortalamaları arasında olduğu ve gençlerin tükenmişlik sendromundan daha fazla muzdarip oldukları ortaya konulmuştur. Katılımcıların Covid-19 korku düzeyi ortalamaları ile tükenmişlik ortalamaları arasında orta düzeyde (r: 0,473) bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların tükenmişlik sendromu düzeyleri üzerinde Covid-19 korkusu düzeylerinin %22,4lük bir etkisi olduğu hesaplanmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ORTA ÇAĞ YAHUDİ KARŞITLIĞINA BİR ÖRNEK OLARAK TALMUD’UN YARGILANMASI VE YAKILMASI
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/908147
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1678876
|
Yahudilikten Hristiyanlığa geçen Nicholas Donin 1236 yılında Talmuda karşı formüle ettiği otuz beş suçlamayı Papa IX. Gregorye sunmuştur. Üç yıl sonra, Avrupa'daki başpiskoposlara ve krallara Yahudi kitaplarına el koymaları istenen papalık mektupları gönderilmiştir. Papa'nın talebini yerine getiren tek kişi Fransa Kralı IX. Louis olmuştur. Kral IX. Louis 1240 yılında bir dini komisyon atamış ve bir dizi önde gelen rabbinin resmi olarak yargılamaya katılmasını emretmiştir. Ünlü rabbinik alim Jehiel ben Joseph'in Talmud'u savunmasına rağmen, komisyon Talmud'u suçlu bularak yakılmasına karar vermiştir. Hüküm yaklaşık olarak 1242'de uygulanmış ve Parisin önemli bir meydanında halkın huzurunda binlerce Talmud metni yakılmıştır. Avrupa Yahudi tarihinde yaşanan bu trajik olay ardından benzer yargılama ve yakılma süreçlerini beraberinde getirmiş, ortaya atılan argümanlar Yahudi ve Hristiyan çatışmasının temel taşları haline gelmiştir. Makale, Talmud'un yargılama sürecinin ayrıntılarını, Talmud'a karşı öne sürülen suçlamaları ve bu suçlamalar karşısında Yahudi tarafın getirdiği açıklamaları dönemin İbranice ve Latince belgelerin çevirileri ile güncel araştırmaların ışığında incelemeyi amaçlamaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Harp Tarihinin Etüdü ve Harp Tarihi Yazımında Yöntem
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/913507
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1698962
|
Ordular görevlerinin bir gereği olarak barış şartlarında harbe hazır olmak için yoğun bir faaliyet içinde bulunurlar. Harbe hazırlık sürecinde geçmişte edinilen tecrübeler önemli bir yere sahiptir. Planların yapılabilmesi, milli doktrinlerin oluşması için askeri kültür ve harp tarihi yazımı büyük bir önemi haizdir. Bu tecrübelerin yazılması barış şartlarındaki ordu faaliyetini de kapsıyorsa askeri kültür tarihi olarak tanımlanırken, yalnız harp ve muharebeleri kapsıyorsa harp tarihi olarak tanımlanmaktadır. Bilimsel olarak harp tarihi yazmanın ve harp tarihini araştırmanın yöntemi tarih metodolojisine yakın olmakla birlikte kendine özgü bazı farklılıkları bulunmaktadır. Türk milleti, tarih yapan köklü milletlerden olması sebebiyle oldukça zengin bir harp tarihine sahiptir. Harplerde kendine özgü yöntemler geliştirerek taarruz, savunma ve başarılı geri çekilme uygulamaları yapan yetenekli subaylar yetiştirmiştir. Türk ve dünya askerlik tarihine katkı sağlaması ve gelecekteki harplerde uygulayıcılara kolaylık sunması açısından bu uygulamaların bilimsel yöntemlerle incelenmesine ihtiyaç vardır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ENDÜSTRİ 4.0’IN SATIŞ ORGANİZASYONLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/931009
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1744591
|
Teknolojik ilerlemeler, bilginin yaratılması, gruplandırılması, örgütlenmesi ve iletilmesi ihtiyacına paralel olarak enformasyon teknolojilerinin hızlı gelişim için ihtiyaç duyulan zemini hazırlamaktadır. Kişisel bilgisayarın ve sonrasında enformasyon teknolojilerinin önemli bir çıktısı olan internetin icadı, işletmeleri ve tüketicileri küresel boyutta birbirine bağlayan zamansız ve coğrafi sınırlandırılması mümkün olmayan yeni bir düzlem yaratmaktadır. Söz konusu gelişmeler sanal gerçekliğe ve nesnelerin internetine birer öncül teşkil ederek, Endüstri 4.0 teknolojisi ile iş yaşamında yeni kırılmaların yaşanmasını ve geleneksel iş yapma yöntemlerinde bir dönüşümün meydana gelmesini zorunlu kılmaktadır. Söz konusu dönüşümü anlamlandırma çabasının, 2010lu yıllarda Endüstri 4.0 ve Pazarlama 4.0 ile ilgili literatürün yapılandırma hareketini başlattığı görülmektedir. Bu gelişmelere paralel olarak, Türk yazınında Endüstri 4.0 ve Pazarlama 4.0 alanındaki çalışmaların az sayıda olması, yeni sorunsallar ile bu kavramların çalışılması ve pekiştirilmesi ihtiyacını yaratmaktadır. Çalışmamızda ise ilgili literatürün derinleşmesine katkı getirmek adına satış organizasyonlarında bu iki kavramın etkileşimini ve iş yaşamındaki olası etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlayan keşifsel bir yaklaşım izlenmiştir. Bu bağlamda keşfedici bir çalışmanın doğası gereği nitel araştırma kapsamında Türkiyede hızlı tüketim ürünleri sektöründeki orta/üst kademedeki satış ve pazarlama yöneticileri ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmamızın bulgularına göre Endüstri 4.0 ile üretimde robotik uygulamalardan yararlanma, dijital tedarik zincirine yönelme, artan nitelikli istihdam ihtiyacına, ürünün kişiselleştirilmesinin gerekliliğine ve satış kanallarının etkinliğini sağlama konularında önemli bir dönüşüm yaşanmaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
BİREYLERİN MESLEKLERİNE GÖRE DİĞERKÂMLIK DÜZEYLERİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/63475/938599
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1773515
|
Bireylerin bir arada yaşama zorunluluğunun beraberinde getirdiği bir takım sosyal kurallar bulunmaktadır. Hem hayatta kalabilmek hem de toplum olabilmek adına uyulan ve zamanla içselleştirilen bu kurallar bireylerin yaşamlarına yön vermeye başlamıştır. Bu kurallardan bir tanesi de diğerkamlıktır. Bu araştırmada farklı meslek gruplarından bireylerin diğerkamlık düzeyleri incelenmiştir. Bu amaçla 700 bireyden oluşan çalışma grubundan Diğerkamlık ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılarak elde edilen veriler analiz edilerek, denenceler test edilmiştir. Bulgular, bireylerin meslek gruplarına göre diğerkamlık düzeylerinin farklılık gösterdiğini göstermiştir. Diğer denencelere bakıldığında, bireylerin diğerkamlık düzeylerinin cinsiyet ve çocuk sahibi olma durumuna göre anlamlı şekilde farklılık gösterdiği, kadınların ve çocuk sahibi olan bireylerin diğerkamlık düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Bireylerin medeni durumlarına göre ise anlamlı bir fark olmadığı bulunmuştur. Araştırmanın bulgularına göre ilgili literatür incelenmiş ve yapılan araştırmalar ışığında tartışılarak, önerilerde bulunulmuştur.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
1812 Yılında Batılı Bir Diplomat Sir William Ouseley’in İzinde Kars’tan İstanbul’a Seyahat
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/778541
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1233084
|
Anadoluyu ziyaret eden çok sayıda yabancı seyyah seyahatleri esnasındaki gözlemlerini kaydetmişlerdir. Bu kayıtlar Anadolu tarihinin anlaşılması ve aydınlatılması için değerli veriler içermektedir. Osmanlı döneminde değişik nedenlerle yolu Anadoluya düşen seyyahların notları da Osmanlı dönemi Anadolu tarihi ve coğrafyasının aydınlatılması bakımından önemlidir. Bu seyyahlardan birisi de Sir William Ouseleydir. 1812 yılında Tebrizden İstanbula gitmek üzere Kuzey Anadoluyu doğudan batıya kat eden Ouseley, seyahati esnasında gördüklerini, şahit olduğu olayları ayrıntılı şekilde kaydetmiştir. Ouseleyin kaydettiği veriler 19. yüzyıl başlarında Anadolu coğrafyası, tarihi ve folklorünün anlaşılması bakımından önemli bilgiler içermektedir. Bu çalışmada bir yandan Ouseleyin seyahat notları takip edilerek 19. yüzyılda Anadolunun sınırlı bir coğrafyasında da olsa tarihi bir kesitine ışık tutmak, diğer yandan da Ouseley örneğinden hareketle seyyahların notlarının tarih araştırmalarına katkısını ortaya koymak amaçlanmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ŞİRKETLERİN ÖMRÜNE DAİR DOĞRULAR VE YANLIŞLAR
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/851806
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1482301
|
Son yıllarda kişilerin doğum, yaşam süresi ve ölüm kayıtlarına hakkında kamu kurumları tarafından önemli bilgi kaynakları oluşturulmuş ve düzenli şekilde kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Ekonomik faaliyetleri yürüten şirketler için maalesef aynı olumlu gelişmeler elde edilememiştir. Bu alanda elinde veri bulunduran kamu kurumlarının doyurucu rapor ve yayın çıkarmamaları ve yeterli bilimsel çalışmaların da yapılmaması nedeniyle kamuoyu şirket ömürlerine dair yanlış bilgilendirmelere maruz kalmıştır. Bu çalışma ile şirket ömürlerine dair yanlış bilgilerin ve geçersiz genellemelerin ortadan kaldırılmasına katkı sağlanması amaçlanmıştır. Bu amaçla yapılan taramada şirket ömürlerine ilişkin olarak; 5 yıl ile 40 yıl arasında değişen 15 ayrı bilimsel olmayan ömür bilgisinin çeşitli ortamlarda paylaşıldığı tespit edilmiştir. Oysaki Borsa İstanbul Anonim Şirketi (BİST) ve Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yayımladığı veriler kullanılarak, anonim ve limited şirketlerin ömürleri irdelendiğinde limited ve anonim şirketlerin azalan bir trendle 2014 yılı itibariyle sırasıyla 9 ve 9,9 yıl, Borsa şirketlerinin ise artan bir trendle 2020 yılı itibariyle 35,3 yıl ömre sahip oldukları görülmüştür.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
DOKTOR YARDIMSEVER VE YETKİNLİĞİNİN ÇEVRİMİÇİ İNTİKAM NİYETİNE ETKİSİNDE KURUMSAL İTİBARIN ARACI ROLÜ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/815314
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1360105
|
Türk sağlık sistemindeki yeni gelişmeler ile birlikte özel hastanelerin sayıları ve oranı giderek artmaktadır. Bu gelişmeler hastaların hastane tercihlerine de olumlu olarak yansımakta ve bireylerin çeşitli hastaneleri tercih etme ihtimalini arttırmaktadır. Literatürde hasta ve potansiyel hastaların, hastane tercihini etki eden birçok faktör olduğu bilinmektedir. Bu faktörlerden biri olan elektronik ağızdan ağıza iletişim, son dönemde internet ve sosyal medyanın yaygınlığı ile birlikte önemli hale gelmektedir. Yaygınlığın artması ile birlikte bireyler, diğer hastalara ve potansiyel hastalara kendi deneyimlerini olumlu ve olumsuz bir şekilde doğrudan paylaşabilmektedirler. Ayrıca, bireyler olumsuz sağlık hizmetlerinin bir sonucu olarak çevrimiçi intikam alma davranışını gösterebilmektedir. Hastaların bu davranışı göstermelerinde birçok farklı unsur olduğu bilinmektedir. Fakat bu araştırma da doktorların yardımsever ve yetkinlik davranışlarının çevrimiçi intikam alma niyetine etkisini ve bu etkide kurumsal itibarın ne şekilde bir aracılık rolü oynadığı araştırılmaktadır. Araştırma, Şubat-Nisan 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş olup, bu araştırmanın verileri kendi kendine uygulanan anket yöntemi ile toplanmıştır. Kullanılan anket dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm sosyo-demografik özellikleri ölçmeyi amaçlamaktadır. İkinci bölümde Riquelme vearkadaşları tarafından geliştirilen ölçek, (2019) çevrimiçi intikam niyetini ölçmeyi amaçlamaktadır. Üçüncü ve son bölüm, Nguyen (2010) tarafından geliştirilen yardımsever doktor ve yeterlik ölçeği ile kurumsal itibar ölçekleri kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, korelasyon ve regresyon analizleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, hem kurumsal itibar ( = 0.126) hem de doktor yardımsever ve yetkinliği ( = 0.131) çevrimiçi intikam niyeti üzerinde olumsuz etkisi tespit edilmiştir. Ayrıca kurumsal itibar ( = 0.111), doktor yardımseverliğinin çevrimiçi intikam niyeti üzerindeki etkisinde aracılık rolü oynamıştır. Kurumsal itibarın oynadığı bu rol toplam olumsuz etkiyi arttırmıştır. Sonuç olarak sağlık kurumu yöneticileri, kurumlarının itibarını arttırmak için doktorların yardımsever ve yetkinlik davranışlarını artırmaları gerekmektedir. Bu şekilde hastaların çevrimiçi platformlarda yayınlayacakları olumsuz görüşlerini ve intikam niyetini azaltabilmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Geleneksel Ve Düşük Maliyetli Havayollarının Covid-19’a Karşı Aldığı Önlemlere Yönelik Karşılaştırmalı Bir Araştırma
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/870819
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1542839
|
Bu araştırmanın amacı; pandemi sürecinde Türkiye ve Avrupada faaliyet gösteren havayolu işletmelerinin Covid-19a karşı aldığı önlemlerin belirlenmesidir. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi ile veriler elde edilmiştir. Araştırma kapsamında Türkiye ve Avrupada faaliyet gösteren 10 düşük maliyetli, 10 geleneksel havayolu işletmesinin web siteleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Araştırma sonucunda farklı iş modeline sahip havayolu işletmeleri arasında Covid-19 önlemleri arasında benzerlik ve farklılıkların olduğu tespit edilmiştir. Bunula birlikte aynı iş modeliyle çalışan işletmeler arasında da farklılıklar görülmüştür.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
1830-1865 Yılları Arası, İngiliz Dış Politikasına Dair Alternatif Bir Doktrin Önerisi: Palmerston Dönemi ve ‘’Seçici Müdahale’’
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/845347
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1463145
|
Bu çalışma, Seçici Müdahale olarak adlandırdığımız doktrini anlayabilmek için Palmerstonın Dışişleri Bakanı olduğu dönemden başlayarak, Başbakanlık görevini sürdürürken öldüğü 1865 yılına kadar ortaya çıkan dış politika tercihlerini inceleyecektir. Makale, bu zaman zarfını kapsayan dönemin dış politika oluşumunu dikotomik kararlar çerçevesinde sınıflandıracak ve ortaya çıkan Palmerstoncu tercihleri Seçici Müdahale çerçevesinde analiz edecektir. Dönemin İngiliz dış politikasının neden Önleyici Müdahale yahut Zorlayıcı Diplomasi şablonu içinde değerlendirilmemesi gerektiği ayrıca belirtilecektir. İngiliz dış politikasının; diplomatik ve askeri enstrümanlar vasıtasıyla aldığı kararların sadece pozitif sonuç alınabileceği noktada müdahale yönünde girişim yarattığı yahut pozitif sonuç alınamayacağı için hareket edilmediği şeklindeki Palmerstoncu dinamiklerin liberal normativism çerçevesinde eleştirisi ayrıca ortaya konulacaktır. Çalışma, bu hedef üzerinden ilk önce Belçika Krizini pilot bir nokta olarak Seçici Müdahale doktrini çerçevesinde değerlendirecek ve ardından 3 vaka karşılaştırması içinde 8 dış politika krizini inceleyecektir. Söz konusu vaka gruplaması, teorik olarak benzer krizlerin kategorizasyonundan oluşmakta, dolayısıyla yapısal bir karşılaştırmaya imkan tanımaktadır. Bu çerçevede Belçika Krizini takiben Polonya İsyanı ile Yunan İsyanı sürecinin İngiliz Dış Politikası nezdinde karşılaştırması yapılacak ardından Portekiz ve İspanya İç Savaşları ile Amerika Birleşik Devletleri ve İsviçre İç Savaşları sınıflandırması üzerinden krizlerin benzer yönleri ve ayrıldıkları noktalar incelenecektir. Takiben, Kırım Savaşı ve Schleswig- Holsteinin Prusya tarafından işgal edilmesi süreci, krizlerin niteliği ve İngiliz Hariciyesindeki tepkileri üzerinden tartışılacaktır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
GETİRİ FARKI İLE SANAYİ ÜRETİMİ ARASINDA NEDENSELLİK ANALİZİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/864778
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1520957
|
Sanayi üretimi, bir ülkenin gelişmesinde ve uluslararası alanda o ülkeye güç katan önemli bir faaliyettir. Ayrıca GSYHnın bir birleşeni olup milli gelir büyümesine katkı sağlamakta ve diğer sektörleri de önemli ölçüde etkilemektedir. Getiri farkı veya getiri eğrisi olarak ifade edilen kavram uzun dönem ve kısa dönem faiz oranları arasındaki farktır. Getiri farkı, ekonomik performansın gelecekte nasıl olacağını tahmin etmek için kullanılır. Genel olarak ifade edildiğinde uzun vadede bir varlığın getirisinin, kısa vadeli varlığın getirisinin üstünde yer aldığı, başka bir ifade ile pozitif getiri eğrisinin olduğu durumlarda bir sonraki döneme ilişkin milli gelirde bir artış beklenilmekte, negatif getiri eğrisi olduğunda ise sonraki dönemlerde milli gelirde bir daralma yaşanabileceği beklenilmektedir. Çalışmadaki amaç, getiri farkının, sanayi üretimini etkileyip etkilemediğini, etkilemişse ne yönde etkilediğini test etmektir. Analiz verileri, Mart 2006- Ağustos 2020 dönemine ilişkin olup aylık bazda 174 adet veriden oluşmaktadır. Getiri farkını hesaplamak için uzun dönemde 5 yıllık tahvil faizi alınmış olup, kısa dönem olarak da 2 yıllık tahvil faizi kullanılmıştır. Sanayi üretimi verisi, mevsimsel arındırılmış sanayi üretimi alınarak analize dahil edilmiştir. Oluşturulan analizde ilk önce VAR modeli kurulmuş olup daha sonra Granger Nedelsellik Analizi yapılmıştır. Analizde, etki tepki grafiklerine bakılmıştır. Yapılan analizler sonucunda getiri farkıyla sanayi üretimi arasında tek yönlü nedensellik sonucuna varılmıştır. Getiri farkından sanayi üretimine doğru tek yönlü nedenselliğin olması sanayi üretiminin uzun vadede ve kısa vadede tahvil faizlerinden etkilendiğini ortaya koymaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ERBAA’DA YAŞAYAN 2.VE 3. KUŞAK MÜBADİLLERİN MÜBADELEYE DAİR METAFORİK ALGILARI
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/883687
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1590080
|
Bu çalışma, kırsal ve kentsel kesimde yaşayan mübadillerin göç kavramının alt başlığı olan mübadelenin zihinlerinde nasıl bir yer edindiğini öğrenmek amacıyla yapılmış bir çalışmadır. Lozan Barış Antlaşmasıyla Anadoludaki Rum Ortodoks ile Yunanistandaki Müslüman halkın zorunlu olarak mübadele yapılmasına karar verilmiştir. Mübadele ile Yunanistandan yaklaşık 400 bin Türk Anadoluya göç etmek zorunda kalmıştır. Her mübadele bir yaradır izleri kalır. Bu cümleye bağlı olarak mübadelenin boyutları ve etkisi bakımından incelendiğinde yüz binlerce insanın hayatı değişmiş, yeni geldikleri vatana uyum sağlamaya çalışırken bir yandan da kimlik ve kültürlerini Anadoluda yaşatmak istemişlerdir. Çalışmanın temel amacı ikinci ve üçüncü kuşak mübadillerin, mübadeleye dair algılarını metafor yöntemiyle belirlemektir. Çalışmada mübadillerin mübadele olgusuna nasıl anlamlar yüklediği, bu anlamları hangi metafor ile betimledikleri ve oluşan metaforların hangi kategorilere yerleştirildiği araştırılmıştır. Bu çalışmada mübadillere Mübadelegibidir. Çünkü gibi soru sözlü olarak aktarılmış bu yolla mübadillerin mübadeleye hangi metafor üzerinden anlam yüklediği anlaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmada yöntem olarak nitel araştırma desenlerinden olgu bilim (fenomenoloji) kullanılmıştır. Çalışma grubu amaçlı örnekleme yönteminden olan ölçüt örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Araştırma Tokatın Erbaa ilçesindeki mübadiller ile yürütülmüş olup 50 kişilik bir örneklem grubu belirlenmiştir. 22 tanesi 2. kuşak mübadil, diğer 28 tanesi 3. kuşak mübadildir. Verilerin analizinde içerik analizinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda mübadele kavramı ile alakalı 22 tane metafor oluşturulmuştur. Oluşturulan metaforlar toplam 4 tema altında toplanmıştır. En fazla oluşturulan metafor sırasıyla; üzüntü (5), korku (5) ve savaş (4) metaforları olmuştur. Mübadillerin mübadeleye dair algıları genel anlamı ile olumsuz metaforlar ile ifade edilmektedir. Anahtar Sözcükle
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
60+ Tazelenme Üniversitesi Öğrencilerinin Sosyal Medya Kullanım Durumlarının İncelenmesi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/850760
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1479543
|
Bu çalışma, 60+ Tazelenme Üniversitesi öğrencilerinin sosyal medya kullanım durumlarının belirlenmesi amacıyla betimsel tarama modelinde yapılmıştır. Günümüzde sosyal medyanın sadece gençler tarafından değil yaşlı bireyler tarafından da yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Son yıllarda yaşlı bireylerin önyargılarının azaldığı ve sosyal medyayı sıklıkla kullandıkları görülmektedir. Sosyal medyaya karşı olumlu bir tutuma sahip olan yaşlı bireyler, iletişimlerinde esneklik sağlaması, zamandan tasarruf, kullanım kolaylığı ve ulaşılabilir olması nedeniyle sosyal medya kullanımından keyif almaktadır. Olumsuz tutum içinde olanlar ise sosyal medyanın pahalı, öğrenmenin zor ve zaman alıcı olması ve genel olarak kullanımının zor olması nedenlerden dolayı olumsuz bakmaktadır. Sosyal medyanın yaşlı bireyler üzerinde birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Sosyal medya kullanımı, yaşlı bireyler için anlamlı bir sosyal iletişim kurma fırsatı sağlamaktadır. Çalışma, 60+ Tazelenme Üniversitesi Anadolu kampüsünde eğitim gören 115 öğrenci ile Şubat-Mart 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Veriler toplanması için Sosyo-demografik bilgi formu ve araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Veriler, SPSS 24 paket programında değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda, katılımcıların büyük çoğunluğunun evde internet bağlantısı bulunduğu, akıllı cep telefonuna sahip oldukları, en çok Facebook sosyal medya aracını kullandıkları sonucun ulaşılmıştır. Katılımcılar, en çok paylaşım yapmak ve boş vakitlerini değerlendirmek için sosyal medyayı kullanmaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ARKTİK BÖLGESİNDE GÜVENLİKLEŞTİRME: KIYIDAŞ DEVLETLERİN GÜVENLİK SEKTÖRLERİ ANALİZİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/879695
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1575273
|
İklim değişikliğinin yol açtığı küresel ısınma ile Arktik bölgesindeki buzulların erimesi, yeni deniz ticaret yollarını ve enerji kaynaklarını ortaya çıkarmıştır. Bu gelişme, Arktik bölgesini uluslararası politikada çatışma, barış ve güvenlik konularının merkezine taşıdığı gibi kıyıdaş ve kıyıdaş olmayan devletlerarasında çok yönlü bir rekabetin oluşmasına sebep olmuştur. Nitekim Arktik bölge günümüzde jeopolitik bir rekabet alanına dönüşmüştür. Jeopolitik rekabet bağlamında özellikle kıyıdaş devletler, ulusal güvenlikleri ve çıkarları doğrultusunda bölgeye yönelik stratejiler geliştirmekteler ve stratejileri içerisinde belirli konulara dikkat çekmektedirler. Aynı zamanda stratejileri ve dikkat çektikleri konulara Arktik bölgeye ilişkin söylemleri içerisinde de yer vermekteler ve bazı güvenlik dışı konuları güvenlik sorunu haline dönüştürmektedirler. Bu durum, kıyıdaş devletlerin güvenlikleştirme teorisi çerçevesinde silahlanma faaliyetlerine dayanak teşkil etmektedir. Bölgedeki silahlanma üzerindeki en önemli faktör, kıyıdaş devletlerin kendi aralarında yaşadıkları kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge anlaşmazlığıdır. Kıyıdaş devletlerarasında egemenlik alanlarının korunması ve genişletilmesi açısından da rekabet söz konusu olup bu bağlamda hak iddialarını Birleşmiş Milletler Kıta Shanlığı Komisyonuna taşımaktadırlar. Bölgenin hukuki durumunu belirleyen uluslararası bir antlaşmanın olmaması, kıyıdaş devletlerin ulusal çıkarları doğrultusunda belirledikleri konuları güvenlikleştirmelerine ve bunu da dayanak göstererek bölgedeki sınırları içerisinde silahlanma faaliyetlerinde bulunmalarına sebep olmaktadır. Kıyıdaş devletlerin bölge üzerinde askeri güç kapasiteleri açısından rekabet etmeleri, bölgenin güvenliğine yönelik tehdit algısının oluşmasına yol açmakta ve güvenlikleştirdikleri konuların farklılığına dikkat çekmektedir. Öte yandan kıyıdaş devletlerin söylemleri içerisinde ele aldıkları konuların güvenlik sektörleri açısından farklılık arz ettiği görülmektedir. Çalışmanın amacı, kıyıdaş devletlerin Arktik söylemleri içerisinde dile getirdikleri konuları farklı ve benzeyen yönleri ile güvenlikleştirme teorisi bağlamında karşılaştırmak ve ilgili konuların hangi güvenlik sektörleri içerisinde yer aldığını ortaya koymaktır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ARKETİPSEL TEORİ BAĞLAMINDA REKLAMLARDA SUNULAN KADIN TEMSİLLERİNİN GÖSTERGEBİLİMSEL ANALİZİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/884952
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1594804
|
Kadınların çalışma hayatına dahil olması ve özel alandan kamusal alana taşınmasıyla birlikte toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadınlara biçilen toplumsal roller giderek daha fazla konuşulan bir konu haline gelmiştir. Ayrıca feminizm hareketi kadın ve erkek bireyler arasındaki eşitsizliği daha dikkat çekici bir noktaya taşımıştır. Dolayısıyla pazarda fark yaratmak isteyen markalar da bu tartışmaları kayda değer bularak, stratejilerini kadın odaklı reklamlar tasarlamaya yönlendirmişlerdir. Bu durumun bir sonucu olarak, toplumsal cinsiyet kalıplarını yıkan, özgüvenli ve alışılmışın dışında kadın temsillerinin yer aldığı reklam filmleri izleyicilere sunulmuştur. Kadınların güçlendirilmesine yönelik bu tarz mesajları içeren reklamlara femvertising (kadın odaklı reklam) denmektedir. Bu araştırmanın amacı, femvertising (kadın odaklı reklam) reklamlarda sunulan kadın temsillerinin hangi toplumsal cinsiyet stereotipine meydan okuduğunu ortaya çıkarmak ve her bir temsil oluşturulurken hangi arketip kişiliğinden yararlanıldığını tespit etmektir. Bu bağlamda özellikle femvertising akımının başlatıcısı olan Dove markasının 2018 yılında yayınladığı Benim Güzelliğim Rakamların Ötesinde reklam filmi göstergebilimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Yapılan analiz sonucunda, söz konusu reklamda yer verilen her bir kadın temsilinin, bedenleri üzerinden oluşturulan güzellik algısına sarf ettikleri ifadeler yoluyla meydan okuduğu görülmektedir. Ayrıca reklam filminde yer alan sekiz kadın temsilinin asi, bilge, şakacı, koruyucu, yaratıcı ve kaşif arketiplerini yansıttığı ve bu arketipler arasında şakacı arketipinin yoğun bir biçimde kullanıldığı tespit edilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
PUŞKİN’İN ESERLERİNDE YETKİNLİK ARAYIŞI: PAUL VALERY’NİN SANAT GÖRÜŞÜ EKSENLİ DEĞERLENDİRMELER
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/60959/849363
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1475872
|
Aleksandr Sergeyeviç Puşkinin (1799-1837) eserlerini verdiği yıllar, romantizm akımının etkili olduğu bir dönemin içinde yer almaktadır. Romantizmin baskın olduğu böylesi bir dönemde Puşkin, gerçekçi edebiyatın öncü eserlerini yazabilmiştir. Edebiyatın belirli bir türüyle yetinmeyen Puşkin, yazın alanının çeşitli türlerinde eserler yazmıştır. Kendi ülkesinde şair olarak ünlenen Puşkin, çeviri zorluklarından kaynaklanan nedenlerden dolayı başka ülkelerde daha çok düzyazı eserleriyle tanınmaktadır. Bu makalede, Puşkinin eserleri incelenmiş olmakla birlikte çalışma, hem şair hem de sanat eleştirmeni olan Paul Valerynin sanat perspektifi kapsamındaki bir kuramsal bağlamda yürütülmüştür. Puşkin, yazdığı eserlerde, edebi anlatılarda olması gereken niteliklere yönelik olarak çeşitli görüşler ileri sürmüştür. Puşkinin edebi sanatlara ilişkin görüşleri, anlatı yetkinlikleri ekseninde açıklanmaya çalışılmıştır. Nitel araştırmaya uygun bir biçimde yapılandırılan çalışma verileri, doküman incelemesi metoduyla ele alınmıştır. Puşkinin eserlerinin içerikleri, Valerynin sanatsal perspektifi ekseninde ve anlatı yetkinliği alanına konu edilebilecek bir çerçevede değerlendirilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Subjektif Bilgi ve Mobil Uygulama Kullanımı İlişkisinin Yapısal Eşitlik Modeli ile İncelenmesi
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/58377/737144
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1102636
|
Mobil uygulamalar, hayatın her alanında neredeyse vazgeçilmez birer teknolojik gelişme haline gelmiştir. Mobil uygulamalar; iletişim, eğitim, eğlence, alışveriş, seyahat, sağlık gibi birçok farklı alanda hizmet vermektedirler. Bu araştırmanın amacı mobil uygulamalara yönelik subjektif bilgi düzeyini, algılanan faydayı ve algılanan kullanım kolaylığını incelemek ve mobil uygulama kullanımına yönelik tutum, niyet ve gerçekleşen kullanım arasındaki ilişkileri tespit etmektir. Örneklem seçiminde kolayda örnekleme yöntemi uygulanmıştır. 683 adet veriye ulaşılmış ve analiz için yapısal eşitlik modellemesi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, kullanıcıların mobil uygulamalar hakkındaki bilgi seviyelerinin onların bu teknolojiden yararlanma seviyesini artırdığı anlaşılmıştır. Mobil uygulamalar hakkında yeterli bilgi sahibi olan kullanıcıların iş performanslarında da bir artış olduğu görülmektedir. Mobil uygulamaların, kullanıcıların kolaylıkla anlayabileceği/kullanabileceği şekilde geliştirilmesinin onların bu uygulamaları seçiminde büyük bir etki yarattığı anlaşılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
TOPLUMSAL CİNSİYET ALGISI VE SİNEMANIN İÇİÇELİĞİ: YEŞİLÇAM FİLMLERİNDEKİ KADIN KARAKTERLER ÜZERİNE BİR ANALİZ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/58377/793473
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1284939
|
Bu çalışmada temel olarak toplumsal kültürün sinemaya yansımalarından biri olarak toplumsal cinsiyet rollerinin Yeşilçam sinemasında nasıl işlendiği üzerinde durulmuştur. Çalışmanın temel hipotezlerinden biri topluma ait toplumsal cinsiyet algısının sinemaya net bir biçimde yansıdığıdır. Çalışmanın diğer hipotezi ise, Yeşilçam sinemasının çizdiği iyi kadın algısının iffetli ve itaatkar olmakla sıkı sıkıya bağlı olduğudur. Çalışmada, iyi kadın algısının Yeşilçamda nasıl bir karşılık bulduğu, filmlere başvurarak gösterilmeye çalışılmıştır. Yöntem olarak, filmler üzerinden içerik ve söylem analizine başvurulmuştur. Seçilen altı adet Yeşilçam dönemi Türk filmlerinin her birinde iyi kadının nasıl kategorileştirildiği, filmlerin içeriklerine göre tartışılmıştır. Buna göre Yeşilçam sinemasında iyi kadınlar; geleneklere bağlı, iffetli, itaatkar ve yumuşak huylu iken; kötü kadınlar Batılı hayat tarzına özenen, asi, cinselliğini ön plana çıkaran, sigara ve alkol kullanan tiplerdir. Filmlerde, kadınların, kurtarılmaya muhtaç, sahip çıkılması gereken ve en büyük hayali evlilik olan özelliklerinin, kültürel olarak ataerkinin yeniden üretiminin hem sebeplerinden biri hem de bir sonucu olduğu kanısına varılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
Jeanette Winterson’ın Vişnenin Cinsiyeti Adlı Romanındaki Postmodern Unsurlar: Cinsiyet, Tarih ve Kurgu Kullanımı
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/58377/793612
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1285568
|
Yıkıcı iki dünya savaşının ardından, insanlık sahip olduğu tüm olguların, tüm değerlerin ve tüm kesin gözüyle kabul ettiği yargıların ardı ardına yıkıldığına şahit oldu. Ancak bu yıkım, sahip olunan her şeyin ortadan kaybolması demek değildi; sadece, kalıplaşmış ve kesinliğinden asla şüphe edilmeyen önceki yargıların, radikal bir bakış açısıyla yeniden değerlendirilmesiydi. Böylece, yirminci yüzyılın ortasından itibaren, insanlık tarihinin postmodernizm akımıyla olan yoğun ilişkisi hız kazandı. Bu akımla birlikte, bir toplum ve kültür içerisindeki tüm geleneksel yargılar sorgulanmaya başlandı. Postmodernizm ile birlikte cinsiyet, tarih, gerçeklik olgusu yeniden ele alındı ve insanlara başka bir bakış açısının varlığını ve mümkün olabileceğini gösterdi. Bu çalışma, edebiyat dünyasının önemli postmodern yazarlarından biri olan Jeanette Wintersonın Vişnenin Cinsiyeti adlı eserini, yazarın sorgulamış ve yeniden yorumlamış olduğu cinsiyet, tarih ve kurgu açısından postmodernizm teorisine uygun olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma boyunca, yazarın titizlikle kullanmış olduğu postmodern unsurların, belirtilen olguları nasıl sorunsallaştırdığı ve nasıl bir sonuç ortaya çıkardığı incelenecektir. Eserinde on yedinci ve yirminci yüzyılı birleştiren Winterson, bir yandan önceki yüzyılın tarihi gerçeklerini, kurgu ve sıra dışı karakterleriyle anlatırken, diğer bir taraftan ise yirminci yüzyılda bu karakterlerin benzerleriyle tarihin nasıl kabul edildiğini gözler önüne serer. Değişen anlatıcılardan oluşan bu eser, her karakterin yaşadıklarıyla, okuyucularına kadının bir toplumdaki yerini, zaman kavramını ve gerçeklik olgusunu sorgulamasının yolunu açar.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
ÇALIŞANLARIN ETİK LİDERLİK ALGISI VE İŞ TATMİNİ: MERSİN İLİ ÖRNEĞİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/58377/825038
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1393880
|
Bu araştırmanın amacı, çalışanların etik liderlik ile iş tatmini düzeylerini tespit etmek ve iki değişken arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmada iklimsel etik, iletişimsel etik, davranışsal etik, karar vermede etik olmak üzere yöneticilerin etik liderlik düzeylerini belirlemek için dört boyutlu model kullanılmıştır. İş tatmininde ise, Dawis ve arkadaşları tarafından geliştirilen iş doyum düzeyini belirlemek amacıyla kullanılan içsel ve dışsal doyum faktörlerini ortaya çıkarıcı özelliklere sahip modelden faydalanılmıştır. Çalışmada çalışanların etik liderlik algıları arttıkça hissettikleri iş tatminin artacağı tartışılmıştır. Analizler sonucu elde edilen bulgularda etik liderlik ile iş tatmini arasındaki ilişki incelendiğinde, hem etik liderlik ölçeği alt boyutları hem de iş tatmini ölçeği alt boyutları arasındaki ilişkiler, yazın taramasına paralel şekilde, pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu sonucuna varılmıştır. Yine, iletişimsel etik alt boyutunun, içsel doyuma yönelik bir etkisinin olduğu görülmektedir. Benzer şekilde davranışsal etik alt boyutunun, dışsal doyuma yönelik bir etkisinin olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmanın kuramsal ve uygulamaya yönelik çıkarımları tartışılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
İÇSEL BÜYÜME MODELLERİ ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’DE TEKNOLOJİK GELİŞMENİN NÜFUS ÜZERİNE ETKİSİ (ROMERİAN BAKIŞ AÇISI)
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/58377/789648
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1270997
|
Bu çalışmada içsel büyüme modelleri çerçevesinde Türkiyede teknolojik gelişme ve nüfus arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışma Zaman Serileri Analizi kapsamında Vektör Otoregresif Model (VAR) ile oluşturulmuştur. 1990-2018 yılları arası oluşturan bu modele göre teknolojik gelişmenin nüfus üzerine etkisi test edilip araştırılmaya çalışılmıştır. Araştırma kapsamında bağımsız değişken olarak Nüfus artış hızı, bağımlı değişkenler ise okullaşma oranı, bebek ölüm oranı, kişi başına GSMH ve AR-GE harcamalarının GSYH içindeki payı olmuştur. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre; Türkiyede teknolojik gelişim ile nüfus arasında pozitif bir ilişki vardır. Özellikle bebek ölüm oranlarının azalması ve AR-GE harcamalarının artması nüfus artışına olumlu yansıdığı tespit edilmiştir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
KOÇLUK DESTEĞİ ALAN ÇALIŞANLARIN İŞ TATMİN DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/57635/787440
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1262837
|
Günümüzde koçluk, özellikle son yirmi yılda gösterdiği ilerlemenin ardından, organizasyonlarda önemli bir yer tutmaktadır. Organizasyonlar koçluğun pozitif etkilerini gördükçe bu konuya daha çok önem vermeye başlamışlardır. Diğer taraftan is tatmini de verimliliği artırması, işe devamı sağlaması, işten ayrılmayı azaltması açısından organizasyonlar için önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Koçluk desteği alan çalışanların iş tatmin düzeyleri arasında pozitif bir ilişki var mıdır?, Koçluk davranışı ile koçların iş deneyimleri arasında nasıl bir ilişki vardır? sorularına cevap aranacaktır. Araştırmanın birinci bölümünde koçluk ve iş tatmini hakkında literatür araştırması verilmiştir. İkinci bölümde, koçluğun gelişimi ve bir terim olarak nasıl değiştiği ele alınmıştır. Yine bu bölümde, koçluk sürecinin amacına göre koçluk alanları ve koçluğun yararları hakkında bilgi verilmiştir. Son bölümde yapılan anket çalışması ile elde edilen bilgiler doğrultusunda, iş tatmini ve koçluk desteği alan çalışanlar arasında nasıl bir bağ bulunduğu, iş tatmini ve koçluk desteği arasında hangi yönde bir ilişkinin bulunduğu ve koçluk davranışı ile koçların iş deneyimleri arasında nasıl bir ilişki olduğu gibi konular araştırılmıştır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
BALKANLARDAN TÜRKİYE’YE TAŞINAN KÜLTÜREL MİRAS: ÇOCUK OYUNLARI
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/57635/793324
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1284327
|
Son yıllarda popüler kültürün gençler arasında yaygınlaşması ve kültürel yozlaşmaya doğru onları sürüklemesi, halk kültürü çalışmalarını önemli hale getirmektedir. Halk kültürünün önemli bir parçası olan geleneksel çocuk oyunları, gelişi güzel bir şekilde belirlenmeyip yüzyıllardır süre gelen kültürel birikimin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Fakat geleneksel çocuk oyunları günümüzde unutulmaya yüz tutmuş kültür öğeleri arasında sayılmaktadır. Kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla çocukların bu mirası edinecekleri en önemli yollardan birisi olan çocuk oyunları, özellikle çocuk ve aile ile ilgili olan devlet kurumları tarafından önemsenmektedir. Bu çalışma, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel çocuk oyunlarının ortaya çıkarılmasını ve yeniden yaşatılması için öneriler sunmayı hedeflemektedir. Bu amaçla Balkanlardan göç ederek Samsun ili Tekkeköy ilçesine yerleşen göçmenlerin çocukken oynadıkları oyunların ortaya çıkarılması için kendileriyle yapılan görüşmeler neticesinde çocuk oyunları tespit edilmiştir. Tespit edilen bu oyunlar aletli ve aletsiz oyunlar şeklinde gruplandırılmış, aletli oyunların ahşap malzemeden alet yapımı tasarlanmıştır. Ortaya çıkarılan çocuk oyunları listesi ve tasarlanan ahşap alet görselleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına sunulmak suretiyle geleneksel çocuk oyunları listesine eklenmeleri sağlanmak istenmektedir. Ayrıca bu tür araştırmaların farklı coğrafyalarda yaşayan Türk halkları üzerinde de yapılması, çocuk oyunlarının ortaya çıkarılması, korunması ve kültürel miras olarak aktarılması; Türk halklarının birliği ve beraberliğinin sağlanması açısından önem arz etmektedir.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
KRAL-PARLAMENTO MÜCADELESİNDE OXFORD KOŞULLARI VE II. BARONLAR SAVAŞI 1258-1265
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/57635/799744
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1308693
|
Papa IV. Innocentius, Hohenstaufen hanedanının çok geniş bir alana hükmetmesinden rahatsızlık duymaktaydı. Bundan dolayı 1254te, İngiltere kralı III. Henrynin oğlu Edmunda, boş durumdaki Sicilya tahtını önerdi ve karşılığında yüklü miktarda bir ödeme talep etti. Henry teklife olumlu yanıt verdi fakat ödemeyi temin etmekte zorlanınca ek vergi için parlamentodan onay istedi. Ancak mevcut sorunları da gündeme getiren Simon de Montfort liderliğindeki baronlar, buna sert bir şekilde karşı çıktılar. Dahası geniş kapsamlı bir reform talebinde bulundular. Kral bu taleplere bir müddet dirense de Oxford Koşulları denen bir dizi reformu 1258de kabul etmek zorunda kaldı. Henry, Papanın da desteğiyle 1261de yönetimi tekrar eline almaya çalışınca, II. Baronlar Savaşı öncesinde taraflar arasında üç yıl kadar sürecek olan gerilimli bir döneme girildi. 1264teki Lewes muharebesi ile II. Baronlar Savaşı başlamış oldu. Bu muharebeyi reformcu baronlar kazandı. Devamında yaklaşık bir buçuk yıl boyunca Simon de Montfortın liderliğinde despotik bir baronlar hükümeti yönetime hakim oldu. Bu süreçte Kralın yetkileri alınmış ve bütün kararlar dokuz kişilik bir konseyin kontrolüne bırakılmıştı. Aynı dönemde merkezi idare, yargı sistemi ve taşra yönetimi konusunda birçok yasa çıkarıldı. Fakat Prens Edward, topladığı orduyla birlikte harekete 1265te geçti ve Evesham muharebesinde Simon de Montfort komutasındaki baronlar ordusunu yendi. Akabinde ülkede Henrynin hakimiyeti tekrar tesis edildi ve parlamentonun varlığı korundu.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
YENİ MEDYADA GAZETECİLİĞİN DÖNÜŞÜMÜNE DAİR NİTEL BİR ARAŞTIRMA
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/57635/789698
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1271213
|
Yeni medya teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birçok farklı alanda değişimler ve dönüşümler gerçekleşmiştir. Gazetecilik de bu teknolojiler sayesinde en çok değişen mesleki alanlardan biridir. Yeni medya teknolojilerinin artan kullanımıyla gazetecilik alanında bir geçiş süreci yaşanmaktadır. Bu geçiş sürecinde geleneksel gazetecilik pratikleri dönüşmekte ve dijital platformlarda yeni pratikler oluşmaktadır. Gazetecilik mesleğinin icra edilmesiyle ilgili olarak adaptasyon sürecinde sorunlar gözlemlenmektedir. Bu çalışma İstanbulda farklı haber organizasyonlarında çalışan 21 gazeteciyle yapılan derinlemesine görüşmelere dayanılarak gerçekleştirilmiştir. Gazetecilerin kendi deneyim ve gözlemlerine dayanan aktarımları Türkiyede gelenekselden dijitale geniş sürecinde gazeteciliğin ve gazetecilerin içerisinde bulundukları sorunlar ve çözüm önerilerini ortaya koymaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
4-5 YAŞ ÇOCUKLARININ OKULA YÖNELİK ALGILARININ BELİRLENMESİ
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/57635/781982
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1245676
|
Araştırmada okul öncesi eğitim kurumlarında öğrenim gören 4-5 yaş çocuklarının okula yönelik algılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Trabzon merkez ilçesinde bulunan üç okul öncesi kurumda öğrenim gören 4-5 yaşlarında 121 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim deseni kullanılmıştır. Çocukların okula yönelik algılarını ortaya çıkarmak amacıyla her birine Okul. gibidir. Çünkü.. ifadesi sunularak bu ifadeleri tamamlaması istenmiştir. Araştırma verileri içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırmada sonuçlara göre 121 çocuk 50 adet çağrışımsal imge üretmiştir. Çağrışımsal imgeler ortak özelliklerine göre gruplandırıldığında ise 8 kategoride toplanmıştır. Bu kategoriler yer, huzur veren, görev, canlı, duygu, eşya, aydınlık, şekil olarak sıralanmaktadır.
|
19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi
|
XIX. Yüzyıl Ortalarında Veray Kazasının Nüfusu ve Ekonomik Yapısı
|
https://dergipark.org.tr/tr/pub/19maysbd/issue/55923/728855
|
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1192010
|
Amasya sancağı ve Veray kazası dışında bu sancağa bağlı diğer kazalar üzerine hususi ve akademik bazı çalışmalar yapılmıştır. Ancak Veray kazası üzerine şimdiye kadar ciddi bir çalışma yapılmamıştır. Şimdiye kadar üzerinde ciddi bir araştırma yapılmamış olan Veray kazasının XIX. yüzyıl ortalarındaki nüfus ve ekonomik yapısı üzerine yapılacak bu çalışma ile kazanın mezkur dönemdeki nüfus durumu ve ekonomik potansiyelinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Osmanlı Devletinde II. Mahmud döneminden başlayarak ülkedeki asker potansiyelini tespit için nüfus, vergi kaynaklarını tespit için de temettuat sayımları yapılmıştır. 1831 yılında başlayan nüfus sayımlarının kaydedildiği nüfus defterlerinde yerleşim birimlerine göre hanelerdeki bütün erkek nüfus, yaşları ve bedensel özellikleri belirtilerek kayıt altına alınmıştır. Veray kazasındaki kaza merkezi ve köylerine ait nüfus sayımları ile ilgili olarak 1246 (1830-31), 1247 (1831-32), 1256 (1840-41), 1259 (1843-44) ve 1262 (1846) yıllarına ait defterler düzenlenmiştir. Kaza nüfusu ile ilgili veriler için bu defterler kullanılmıştır. Temettuat defterlerinde ise hanelerin sahip oldukları emlak, arazi, hayvanlar ve bunlardan elde ettikleri gelirler kayıt edilmiştir. Kazada 1260 (1844-45) vergi verecek haneleri ve mali potansiyellerini tespit için sayım yapılmış, sayımlarda hanelerin sahip oldukları emlak, arazi, hayvan ve bunlardan elde ettikleri gelirler ve ödemeleri gereken vergi miktarı temettuat defterlerine kaydedilmiştir. Kazanın ekonomik durumu ile ilgili verilerin tespitinde bu defterler kullanılmıştır. Nüfus defterlerinden yaptığımız tespitlere göre kazada nüfusun tamamının Müslüman ahaliden oluştuğu, büyük bölümünün kazaya bağlı köylere dağılmış olarak yaşadığı, 70 ve üzeri nüfusun çok az olduğu görülmüştür. Temettuat defterlerinden elde edilen tespitlere göre de kaza ekonomisinin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, en çok tahıl tarımı yapıldığı, hane sahiplerinin daha çok 50 dönüm ve altında toprağa sahip küçük çiftçilerden oluştuğu anlaşılmıştır.
|
Dataset Card for AkademikDerlem
AkademikDerlem is a scientific text corpus for Turkish, gathered from misc academical publication websites.
This corpus is a part of large scale Turkish corpus Bella Turca. For more details about Bella Turca, please refer to the publication.
This collection is made up of five datasets: Articles, Academic-Abstracts, Medical-Articles, Medical-Abstracts, and Bilkent-Writings. The Bilkent-Writings dataset comes from creative writings produced in the Turkish 101 and Turkish 102 courses at Bilkent University between 2014 and 2018.
The other four datasets were collected from various sources. The Academic-Abstracts dataset, for example, was compiled from two main resources: YÖK Açık Erişim and Dergipark. Both YÖK and TÜBİTAK-Dergipark are government-supported organizations that provide access to high-quality research papers and journals on their platforms. Size information per subcorpus is as follows:
| Dataset | num instances | size | num of words |
|---|---|---|---|
| Akademik-Ozetler | 497.261 | 880M | 86.97M |
| Makaleler | 128.339 | 2.7G | 322.8M |
| Medikal-Makaleler | 14.993 | 115M | 13.35M |
| Medikal-Ozetler | 21.065 | 35M | 3.31M |
| Bilkent-Writings | 6.451 | 30M | 3.67M |
| Total | 668.109 | 3.8G | 430.1M |
AkademikDerlem collection includes academic texts covering a wide range of topics, from scientific fields to sociological subjects. This variety results in a rich and diverse vocabulary throughout the dataset. Additionally, since these texts are reviewed by journals, peers, and thesis advisors, they maintain a high standard of quality and credibility.
Instances
A typical instance from the dataset looks like:
{
"dergi_ismi": "Akademik Araştırma Tıp Dergisi",
"title": "Tiroid Piramidal Lob İnsidansı ve Tiroid Fonksiyonları İle İlişkisi",
"url": "https://dergipark.org.tr/tr/pub/aatd/issue/48731/541233",
"pdf_url": "https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/808186",
"text": "Çalışmamızda ultrasonografi ile piramidal lob sıklığını ve piramidal lob boyutları ile tiroid fonksiyon testleri arasında bir ilişki olup olmadığını tespit etmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ekim 2015 ile ekim 2016 tarihleri arasında tiroid ultrasonografi için başvurmuş, erişkin yaş grubunda toplam 644 olgu çalışmamıza dahil edildi. Bulgular: Olgularımızın %15.2sinde (n=98) piramidal lob mevcuttu. Piramidal lob uzun boyutu ortalama 14.97±5.9 mm, kısa boyutu ortalama 3.99±5.1 mm idi. Piramidal lobu olan hastalar cinsiyete göre değerlendirildiğinde, kadın ve erkek cinsiyet arasında yaş, piramidal lob boyutları ve tiroid fonksiyonları açısından fark yoktu (p>0.05). Piramidal lob boyutları ile tiroid fonksiyon testleri arasında anlamlı bir ilişki yoktu. Tartışma: Piramidal lob sıklığı %15.2 olarak tespit edildi ve her iki cinsiyette benzer oranda görüldü. Piramidal lob boyutları ile tiroid fonksiyonları arasında ilişki saptanmadı."
}
Citation
@InProceedings{10.1007/978-3-031-70563-2_16,
author="Altinok, Duygu",
editor="N{\"o}th, Elmar
and Hor{\'a}k, Ale{\v{s}}
and Sojka, Petr",
title="Bella Turca: A Large-Scale Dataset of Diverse Text Sources for Turkish Language Modeling",
booktitle="Text, Speech, and Dialogue",
year="2024",
publisher="Springer Nature Switzerland",
address="Cham",
pages="196--213",
abstract="In recent studies, it has been demonstrated that incorporating diverse training datasets enhances the overall knowledge and generalization capabilities of large-scale language models, especially in cross-domain scenarios. In line with this, we introduce Bella Turca: a comprehensive Turkish text corpus, totaling 265GB, specifically curated for training language models. Bella Turca encompasses 25 distinct subsets of 4 genre, carefully chosen to ensure diversity and high quality. While Turkish is spoken widely across three continents, it suffers from a dearth of robust data resources for language modelling. Existing transformers and language models have primarily relied on repetitive corpora such as OSCAR and/or Wiki, which lack the desired diversity. Our work aims to break free from this monotony by introducing a fresh perspective to Turkish corpora resources. To the best of our knowledge, this release marks the first instance of such a vast and diverse dataset tailored for the Turkish language. Additionally, we contribute to the community by providing the code used in the dataset's construction and cleaning, fostering collaboration and knowledge sharing.",
isbn="978-3-031-70563-2"
}
Acknowledgments
This research was supported with Cloud TPUs from Google's TPU Research Cloud (TRC).
- Downloads last month
- 6