Dataset Viewer
Auto-converted to Parquet
audio
audio
text
string
video_source
string
playlist_source
string
Kovulmak canlarına tak demiş. Alın teriyle kazanıp gönül rahatlığıyla yemeği de gözlerine kestiremezlermiş.
video_001_start30.0s
playlist01
Çünkü elleri işe yatkın değilmiş.
video_001_start30.0s
playlist01
Halk Sırça Köşkü'nün enkazını çabuk temizlemiş.
video_001_start30.0s
playlist01
Dünyada onsuz da yaşanabileceğini anlayarak eski hayatına dönmüş. İşini yine arasından seçtiği adamlara gördürmüş.
video_001_start30.0s
playlist01
Ama sırça köşkün kötü hatırasını uzun zaman zihninden çıkaramamış.
video_001_start30.0s
playlist01
İhtiyarlar çocuklarına ondan bahsederlerken şu nasihati vermeyi unutmazlarmış.
video_001_start30.0s
playlist01
Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız.
video_001_start30.0s
playlist01
Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa,
video_001_start30.0s
playlist01
onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın.
video_001_start30.0s
playlist01
En heybetlisini tuzla buz etmek için
video_001_start30.0s
playlist01
Üç beş kelle fırlatmak yeter.
video_001_start30.0s
playlist01
Gündelik işlerini gördürmek, nizalarını yatıştırmak için aralarından seçtikleri adamlar hemşerilerine hizmet etmekten başka şeydir.
video_001_start30.0s
playlist01
zorbalığı akıllarından bile geçirmezlermiş.
video_001_start30.0s
playlist01
Bir şaka.
video_001_start30.0s
playlist01
Konya hapishanesine ilk girdiğim gün Cavit Bey'le tanıştım.
video_001_start30.0s
playlist01
Beni ihtilattan men ederek başgardiyanın yattığı odaya kapamışlardı.
video_001_start30.0s
playlist01
Gece olunca nöbetçi gardiyan kapımı açarak beni yukarıya, yüze gelen mahpuslar koğuşuna götürdü.
video_001_start30.0s
playlist01
Gaz lambalarının asılı durduğu duvarların kenarındaki minderlere oturarak yavaş yavaş konuşan, mangalları karıştıran,
video_001_start30.0s
playlist01
fasulye ayıklayan, Kur'an okuyan mahpusların arasından geçerken hepsi süratle yerlerinden kalkıyorlar, geçmiş olsun.
video_001_start30.0s
playlist01
Beyim, diye mırıldanıyorlardı.
video_001_start30.0s
playlist01
Gardiyanla beraber ufak bir odaya girdik.
video_001_start30.0s
playlist01
Burada dört beş kişi vardı. Kapı açılınca şırrak diye bir tavla kapandı.
video_001_start30.0s
playlist01
Gelenin köse gardiyan yani ahbap olduğunu görünce onu telaşsızca bir kenara koydular.
video_001_start30.0s
playlist01
Ötekiler duvar dibinde yığılı duran ve üstleri birer halıyla örtülen yataklara yaslanmışlardı. Gözleri yarı kapalı.
video_001_start30.0s
playlist01
İzlediğiniz için teşekkür ederim.
video_001_start30.0s
playlist01
Bizim üç ahbap geldikleri sırada şehrin pazarıymış. Sokaklarda ekinler, yemişler, dokumalar, kumaşlar, demirler.
video_001_start30.0s
playlist01
kömürler küme küme durur, alıcı ile verici aracısız iş görürmüş.
video_001_start30.0s
playlist01
Köşede bir mangalın başında saçları makineyle kesilmiş, çok zayıf bir adam oturuyor, çay demliyordu.
video_001_start30.0s
playlist01
Gözleri küllü ateşte hafif hafif sallanırken dudakları da kımıldıyor gibiydi.
video_001_start30.0s
playlist01
Yaşı 35 sularında olabilirdi. Bizi görünce odadakilerin hepsi birden ayağa kalktılar.
video_001_start30.0s
playlist01
Geçmiş olsun buyurun şöyle diyerek yer gösterdiler.
video_001_start30.0s
playlist01
Kim olduğumu söylemeye acet yoktu. Hepsi birden haber almışlardı.
video_001_start30.0s
playlist01
Çay demleyen adamın yanına oturduk. Bu adam Cavit Bey idi.
video_001_start30.0s
playlist01
Bu Cavit Bey, Adapazarı taraflarında bir yerde muhasebe-i hususiye memuruyken bacanağını vurmuş.
video_001_start30.0s
playlist01
Neden vurduğu pek belli değil. Sinirli bir adam olduğu için ihtimal birden bir parlama neticesinde bunu yapmış. Galiba karısı.
video_001_start30.0s
playlist01
Bacanağından kıskanıyormuş.
video_001_start30.0s
playlist01
Aradan 8 sene geçti ve Cavit Bey Konya'ya gönderileli ancak 6 ay olduğu için işin esasını öğrenmek kolay değil.
video_001_start30.0s
playlist01
İzlediğiniz için teşekkür ederim.
video_001_start30.0s
playlist01
Yalnız dışarıdayken pek huysuz, kavgacı ve rakıya düşkün olduğunu söyleyenler vardı.
video_001_start30.0s
playlist01
Ahbaplar önceden aralarında söz birliği ettikleri üzere sokaklarda aylak aylak dolaşıp etraflarına bakarlar, başlarına sığarlar.
video_001_start30.0s
playlist01
sallayıp yanlarından geçenlere duyuracak şekilde Allah Allah amma da acayip memleket ha diye söylenirlermiş.
video_001_start30.0s
playlist01
Bir sokak gitmişler, öbür sokağa varmışlar.
video_001_start30.0s
playlist01
O zaman 15 sene vermişler. Karısı ve şimdi 14 yaşlarında olması icap eden bir oğlu, o vakadan sonra...
video_001_start30.0s
playlist01
Sonra kendisiyle bütün alakayı kesmişler.
video_001_start30.0s
playlist01
Cavit Bey bunlardan hiç bahsetmezdi. Hatta onun hapishanenin dışında da yaşamış olduğunu tahmin etmek güçtü.
video_001_start30.0s
playlist01
O burada hapishanenin taşlarından, demir parmaklıklardan, jandarmaların mavzerlerinden ayrı olan maneviyatını, ruhunu,
video_001_start30.0s
playlist01
Kendini de yaşatıyordu.
video_001_start30.0s
playlist01
doğrudan doğruya hapishanenin manevi tarafıydı.
video_001_start30.0s
playlist01
İlk günlerde bana baş ucundaki rafımsı yerden aldığı el yazması bir kitaptan Turdağan'a, Hallacı Mansur'a, Münkir'e,
video_001_start30.0s
playlist01
nekire dair yerler okurdu.
video_001_start30.0s
playlist01
Kitabın koyu vişne çürüğüyle kahverengi arasındaki meşin cildi kurt yeni içinde ve dökülmek üzereydi.
video_001_start30.0s
playlist01
Kabın iç sayfalarında acemi yazılar, içi esrarlı çizgilerle dolu daireler, vezni bozuk beytler vardı.
video_001_start30.0s
playlist01
Onun eski hayatı hakkında duyulanlara inanmak güçtü.
video_001_start30.0s
playlist01
Akşamları az ateşli mangalın başında hafif hafif sallanan, gayet yavaş sesle konuşan, kendisine bir şey söylendiği zaman,
video_001_start30.0s
playlist01
ilk önce anlamayarak insanın yüzüne saf bir gülümsemeyle bakan, sonra bir cevap verebilmek için gözlerinin kenarını burunca,
video_001_start30.0s
playlist01
gelmiyordu.
video_001_start30.0s
playlist01
Mahpuslar yalnız paralılara ve zorbalara itibar ettikleri halde, Cavit Bey'e merhametle karışık bir hürmetleri vardı.
video_001_start30.0s
playlist01
Ondan çıkıp başkasına dalmışlar ama hep şaşkın şaşkın aynı sözleri tekrarlamışlar.
video_001_start30.0s
playlist01
Bazen istidalarını ona yazdırıp beş on kuruş verirlerdi.
video_001_start30.0s
playlist01
Hiçbir yerden on parası gelmeyen, devletin verdiği bir tayına kalan bu adama hali vakti yerinde mahkumlar, para,
video_001_start30.0s
playlist01
erzak vererek yardım ederlerdi.
video_001_start30.0s
playlist01
Bu da onlara akşamları gene o hafif sesiyle dini ve mistik dersler verirdi.
video_001_start30.0s
playlist01
Ve onlar bu karmakarışık ve içine Arapça cümleler serpiştirilmiş sözleri hiçbir şey anlamadan derin bir alakayla dinlediler.
video_001_start30.0s
playlist01
Cavit Bey de söylediklerini pek anlamış değildi. Birçok birbirine benzeyen ve birbirine zıt bilgiler ve fikirler kafasında
video_001_start30.0s
playlist01
Tıpkı hafif rüzgarlı bir havaya serpilmiş kuş tüyleri gibi uçuşup duruyorlardı.
video_001_start30.0s
playlist01
Bu onlardan hangisini yakalayabilirse, eline hangisi gelir, yüzüne hangisi sürünüp geçerse onu söylüyordu.
video_001_start30.0s
playlist01
Bunun için kendisiyle konuşmak zor, sözlerini anlamak imkansızdı.
video_001_start30.0s
playlist01
Birçok grameri düzgün cümleler ağzından yavaş yavaş dökülür.
video_001_start30.0s
playlist01
Fakat bu cümleler, hatta bu cümlelerin içindeki kelimeler birbirine manaca bağlanamazdı.
video_001_start30.0s
playlist01
Bir gün doğduğum günü sordu. İçi takvim gibi çizgiler, münhane işaretlerle dolu bir defteri karıştırdı.
video_001_start30.0s
playlist01
Zaiçem'e baktı ve bana burcumu ve huylarımı söyledi.
video_001_start30.0s
playlist01
Bugün de doğanlar halim selim ve felaketleri hafif ve devamsız olur dedi.
video_001_start30.0s
playlist01
Birinci noktayı bilmem fakat ikinci de galiba yanılıyordu.
video_001_start30.0s
playlist01
Ben felaket içinde olan her adam gibi kolay inanır olmuştum.
video_001_start30.0s
playlist01
Beraat edeceksin diye verdiği teminatı dinliyor ve ümitlere düşüyordum.
video_001_start30.0s
playlist01
Mahkum olduktan sonra da evrakımın temizden bozuk geleceğini rüyalarımı tabir ederek haber verirdi.
video_001_start30.0s
playlist01
Cavit Bey asıl Havzalıydı. Galiba oralarda akrabaları da vardı.
video_001_start30.0s
playlist01
Konya gibi Gurbetil'de hapislik ona çok ağır geliyordu.
video_001_start30.0s
playlist01
İstida vererek Samsun hapishanesine naklini istemişti.
video_001_start30.0s
playlist01
İstidasında sıhhi vaziyetini öne sürdüğü için hastaneye heyet muayenesine gönderildi.
video_001_start30.0s
playlist01
Gitgide arkalarına bir sürü meraklı takılmış. Bu yabancılar memleketin nesini acayip buldular acaba diye aralarında soruşturmaya başlamış.
video_001_start30.0s
playlist01
Nihayet birisi dayanamayıp yabancılara sormuş.
video_001_start30.0s
playlist01
Ondan sonra heyecan içinde neticeyi beklemeye başladı.
video_001_start30.0s
playlist01
Ve ben bugünlerde ömrümün en büyük münasebetsizliğini yaptım.
video_001_start30.0s
playlist01
Hapishanenin hareketsizliği, vukuatsızlığı, yeknesaklığı içinde hayatın ufak hadiseleri bile o kadar ehemmiyet alır.
video_001_start30.0s
playlist01
O kadar büyür ki…
video_001_start30.0s
playlist01
Mesela mahpusların bir köpeğinin ölmesi, insan ruhları üzerinde dışarıdayken ancak bir yangının, bir zelzelenin yaşadığı gibi bir şeydir.
video_001_start30.0s
playlist01
yapabileceği tesiri bırakır.
video_001_start30.0s
playlist01
Bir akşam komşu koğuşa gitmek için gardiyanlardan izin istemek, açıktaki bir memurun devletten iş istemesi kadar mühim bir şeydi.
video_001_start30.0s
playlist01
Çok küçük başlayan bir vaka bile her türlü meşguliyetten uzaklaştırılmış ve ufak bir odaya hapsedilmiş olan bu kafalarda.
video_001_start30.0s
playlist01
yavaş yavaş büyür, bir ehemmiyet alır, hatta bir zaman için hayatın tek hedefi olur.
video_001_start30.0s
playlist01
Sonra bir hapishaneden ötekine gönderilmek, dışarıdan bakınca ehemmiyetsiz, hatta kelepçeli yolculuğun zorlukları düşünülünce,
video_001_start30.0s
playlist01
fena gibi görünürse de
video_001_start30.0s
playlist01
Bildik yerler, tanıdık muhitler hiçbir yerde hapishanede olduğu kadar şiddetle aranılmaz.
video_001_start30.0s
playlist01
Görüşme günleri kapıya kimsesi gelmeyenler, mahkumlar arasında en zavallı sayılırlar.
video_001_start30.0s
playlist01
Bunun için gurbet hapishanesine düşenler hep memleketlerine nakil için uğraşırlar.
video_001_start30.0s
playlist01
Neye şaşırıyorsunuz Allah aşkına?
video_001_start30.0s
playlist01
Ben bunları o zaman bilmediğim, düşünmediğim için Cavit Bey'in bu nakil işine bu kadar ehemmiyet verişini gülünç buluyordum.
video_001_start30.0s
playlist01
Samsun da hapishane, burası da hapishaneydi.
video_001_start30.0s
playlist01
Onun için ufak bir şaka yaparak hep beraber biraz gülmekte bir fenalık görmedim.
video_001_start30.0s
playlist01
End of preview. Expand in Data Studio

No dataset card yet

Downloads last month
12